KIYMETLİ ZİYARETÇİLER UÇAN BLOGLARINA HOŞ GELDİNİZ

5 Aralık 2012 Çarşamba

Hac Kuşsğı



HACCIN HÜKMÜ

İslam’ın 5. şartı hacdır. Yani gücü yetenin ömründe bir kere, Kâbe-i Muazzama’ya gidip, oraya mahsus ibadetleri yapması farzdır. İkinci ve daha sonra yapılan haclar nafile olur. Hac, ıstılahta, belli bir yeri, belli bir zamanda, belli şeyleri yaparak ziyaret etmek demektir. Bu belli şeylere Menâsik denir. Menâsikten herbirine Nüsük denir. Nüsük, ibadet demektir.

HACCIN FAZİLETİ
Gücü yetenin, ömründe bir kere, Kâbe’ye gidip, oraya mahsus ibadetleri yapması farzdır. Daha sonra yapılan haclar, nafile olur. Farz olan hacca gitmeye çalışmalıdır! Bir kere farz olan haccı yapmak, yirmi kere Allah yolunda savaş etmekten daha sevaptır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Hac, suyun kirleri temizlediği gibi, günahları yok eder.) [Taberani]

Kabul olan hac, kılınmamış namazların, tutulmamış oruçların, verilmemiş zekatların günahlarının affına sebep olmaz. Bunları geciktirme günahlarının affına sebep olur. Kul borçları verilmedikçe veya helalleşilmedikçe ödenmiş olmaz. Kul ve hak borçlarından başka günahlar affedilir. Hadis-i şerifte (Arafat’ta vakfeye durup da günahlarının affedilmediğini zanneden, büyük günaha girmiş olur) buyuruldu. (Hatib)

Haccın sahih ve kabul olmasının şartları vardır. Sahih olması için vaktinde hac yapılması lazımdır. Kabul olması içinde haccın sahih olması, o kimsenin itikadı düzgün olması, bid’at ehli olmaması gibi şartları vardır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Bid’at işleyenin, orucu, haccı, cihadı kabul olmaz.) [Deylemi]

Haccın kabul olması için, haccın farzlarını, vaciplerini, ve sünnetlerini eksiksiz yapmaya çalışmalı, niyeti düzeltmeli, riya karıştırmamalı, ihlasla hareket etmeli ve helal para ile gitmelidir.

Ticareti, dünyalık işleri hac işine karıştırmamalıdır. Borçları varsa ödemeli, hak sahipleriyle helalleşmeli, günahlarına tevbe etmelidir. Bunlara riayet edilerek yapılan hac makbul olur. Hadis-i şeriflerde, (Hac edin ki muhtaç olmayasınız. Yolculuk edin ki sıhhate kavuşasınız) ve (Hac zenginliğe, zina fakirliğe sebep olur) buyuruldu. (Taberani-Şir’a)

Hacca giderken orada ölmekten korkmamalıdır. Hatta hac yolunda ölmeyi ganimet bilmelidir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Hacca giderken veya gelirken ölenin geçmiş günahları af olur. O kimse hesaba çekilmeden azap görmeden Cennete girer.) [İsfehani]

Hacca giden, başkalarına sıkıntı vermediği gibi onlardan gelecek sıkıntılara da katlanmalı, yumuşak davranmalıdır. Hadis-i şerifte (Yumuşak davranmayan hayır yapmamış olur) buyuruldu. Sert, kırıcı olmaktan da kaçmalıdır. Hadis-i şerifte, (Sertlikten ve çirkin şeyden sakının. Yumuşaklık insanı süsler, çirkinliği giderir) buyuruldu. (Müslim)

Hacca gidip gelenin değil, haccı kabul olanın günahları af olur. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Kabul olan bir hac, geçmiş günahları yok eder.) [Beyheki]

(Haccedip, kötü söz söylemeyen ve doğruluktan ayrılmayan, anasından doğduğu günkü gibi günahsız olur.) [Buhari]

(Hacca giderken yolda ölene, kıyamete kadar hac, cihada giderken de ölene, kıyamete kadar cihad sevabı yazılır.) [Ebu Ya’la]

Hac yolunda harcanan paranın fazileti de çoktur. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Hac için harcanan mala, Allah yolunda harcanan mala verildiği gibi yediyüz misli sevap verilir.) [Beyheki]

(Hacı, fakirleşmez.) [Bezzar]

(Hacceden zenginleşir.) [Hakim]

Sual: Haccı kabul olan insanın namaz, oruç, zekât gibi kaza borçları affolmadığı gibi, geciktirme, yani vaktinden sonraya bırakma günahları da mı affolmuyor?
CEVAP
Tehir, yani geciktirme günahları affolur.

Hacc-ı ekber nedir?
Sual: Bir ilmihalde, (Arefe günü Cumaya rastlayan farz hacca, hacc-ı ekber denilir) deniliyor. Hacc-ı ekber nedir?
CEVAP
Farz olan hacca, Hacc-ı ekber, Umreye ise, hacc-ı asgar denir. Arefe günü Cumaya rastlarsa, yetmiş hac sevabı hâsıl olur. Halk arasında buna hacc-ı ekber deniliyorsa da, bu söz doğru değildir. (S. Ebediyye)

HAC ÇEŞİTLERİ
Üç türlü hac vardır:
1- İfrad hac: Bu haccı yapana müfrid hacı denir. İhrama girerken, yalnız hac yapmaya niyet eden kimsedir. Mekke’de oturanlar, yalnız müfrid hacı olur.

2- Kıran hac: Bu haccı yapana kârin hacı denir. Hac ile umreye niyet eden kimsedir. Önce umre için tavaf ve sa’y edip, sonra ihramını çıkarmadan ve tıraş olmadan, hac günlerinde hac için, tekrar tavaf ve sa’y yapar.

3- Temettü hac: Bu haccı yapana mütemetti hacı denir. Hac aylarında [yani Şevval Zilkade ile, Zilhiccenin ilk on gününde] umre yapmak için ihrama girip ve umre için tavaf ve sa’y yapıp ve tıraş olup ihramdan çıkar. Memleketine gitmeyerek, o sene, terviye gününde veya daha önce, hac için ihrama girerek, müfrid hacı gibi hac yapandır. Yalnız tavaf-ı ziyaretten sonra da sa’y yapar.

Kârin ve mütemetti hacıların şükür kurbanı kesmesi vaciptir. Temettü veya Kıran haccı yapanlardan, kurbanlık hayvan bulunmaması veya alınamaması sebebiyle, kurban kesme imkanı olmayanlar, üç gün Hac esnasında, yedi gün Hac’dan sonra olmak üzere on gün oruç tutarlar. İlk üç günün, ihrama girdikten sonra hac ayları içinde ve kurban bayramının ilk gününden önce Mekke’de tutulmuş olması zorunludur. Kurban kesme imkanı elde edilebileceği ümidiyle bu üç günlük orucun son vaktine kadar geciktirilmesi yani Arefe günü tamamlanmak üzere 7, 8 ve 9 Zilhicce günlerinde tutulması efdaldir.

Temettü Haccında bu oruç henüz Hac için ihrama girmeden Umre ihramından sonra da tutulabilir.

HACCIN ŞARTLARI
Sual: Haccın şartları nelerdir?
CEVAP
Haccın vücub ve eda şartları vardır.

Vücub şartları şunlardır:
1- Müslüman olmak.

2- Kâfir ülkesinde olanın, haccın farz olduğunu işitmesi.

3- Akıl baliğ olmak.

4- Hür olmak.

5- Nafakadan fazla olarak, hacca götürüp getirecek ve evindekilere yetecek kadar parası olmak.

6- Hac vaktinin gelmiş olması. [Hac vakti, arefe ve bayram günleri olmak üzere, 5 gündür.]

7- Hacca gidemeyecek kadar, kör, hasta, ihtiyar ve sakat olmamak.

Eda şartları da şunlardır:
1- Hapsedilmiş veya yasaklı olmamak.

2- Hac için gideceği yolda ve hac yerinde selamet ve emniyet olması.

3- Kadının, kocasının veya ebedi mahrem akrabasından fasık ve mürted olmayan akıl baliğ veya mürâhık bir erkekle beraber gitmesi lazımdır. Bunun yol parasını verecek kadar, kadının zengin olması da lazımdır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Kadın, yanında bir mahremi olmadan hacca gidemez!) [Bezzar]

[Şafii’de, mahremsiz olarak, kadınlar farz olan hacca gidebilir. Kadının mahreminin hac yolunda ölmesi, Şafii’yi taklit etmesi için özür olur.] Erkeksiz kadın hacca gidemez. Giderse, haccı sahih olursa da, haramdır.

Erkeğiyle gidince de, otelde, tavafta, say’da ve taş atarken, erkekler arasına karışması haccın sevabını giderdiği gibi, büyük günaha da girer.

4- Kadın, iddet halinde olmamak.

[Vücub şartları bulunmakla beraber, eda şartları da kendisinde bulunanın, o yıl hacca gitmesi farz olur. O yıl, hac yolunda ölürse hac sâkıt olur. Vekil gönderilmesi için vasiyet etmesi gerekmez. O yıl gitmezse, günah olur. Sonraki yıllarda, hac yolunda veya evinde hasta, hapis veya sakat olursa, yerine başkasını, bedel [vekil] göndermesi veya bunun için vasiyet etmesi gerekir. Vekil gönderdikten sonra iyi olursa, kendinin gitmesi de lazım olur. Sonraki senelerde hacca giderse, tehir günahı af olur.]

Hac için zenginliğin ölçüsü
Sual: Hacca gitmek için nisab nedir? Zekât nisabına malik olanın hacca gitmesi farz mıdır?
CEVAP
Zekât nisabına malik olmasa da, ihtiyacından fazla olarak, hacca götürüp getirecek ve geride kalanlara yetecek kadar parası olana, diğer şartlar da kendisinde varsa, hacca gitmek farz olur.

İhtiyaç eşyasının birincisi nafakadır. Nafaka, mutfak eşyasıyla birlikte yiyecek, giyecek ve ev eşyasıyla evdir. Binek hayvanı veya arabası, sanat aletleri, meslek veya ders kitapları da ihtiyaç eşyası sayılır. Bir senelik yiyecek veya parası, nafaka sayılır. Tüccarın, esnafın, çiftçinin kendi memleketlerinde âdet olan sermayeleri de, hac için ihtiyaç eşyasıdır. (Redd-ül-muhtar)

Mekke’ye yakın olan birisinin, hacca gitmesi için zengin olması gerekmez. Hacca gidebilmek için bildirilen ihtiyaç eşyalarının, mutlaka olması şart değildir. Varsa, hacca gitmek için, bunları satmak gerekmez, yoksa satın almak lazım değildir.

Zekât nisabına malik bir zenginin, hacca götürüp getirecek ve evde kalan çoluk çocuğunun ihtiyaçlarını görecek kadar parası, altını yoksa, hacca gitmesi farz olmaz.

Hac zamanı
Sual: Bir kimsede, hac vakti gelmeden önce, haccın vücub şartları bulunsa, hac kendisine farz olur mu? Yoksa bu şartların hac zamanında mı kendisinde bulunması gerekir?
CEVAP
Vücub şartlarından birisi, hac zamanının gelmiş olmasıdır. Hac zamanı, Arefe ve bayram günleri olmak üzere, beş gündür. Yolda geçen zaman da düşünülerek, vücub şartları, bu zaman başında mevcut olan kimsenin, ömründe bir kere hacca gitmesi farz olur. (S. Ebediyye)

Vücub şartları yoksa
Sual: Dul ve zengin bir anne, oğluna, (Yol masraflarını ben karşılayayım, beraber hacca gidelim) dese, oğlu da gitmese günaha girer mi?
CEVAP
Hayır. Vücub şartlarından birisi bulunmayan kimsenin hacca gitmesi farz olmaz. Vücub şartlarını temin etmek lazım değildir. Mesela, hacca gitmesi için, kendisine hediye edilen parayı alması gerekmez.

Haccı geciktirmek
Sual: Hac kendisine farz olan kimsenin, haccı sonraki senelere bırakması caiz midir?
CEVAP
Hayır, caiz değildir. O sene gitmesi farzdır. Gitmezse günah olur. Eğer sonraki senelerde hacca giderse, geciktirme günahı affolur. İmam-ı Muhammed’e ve imam-ı Şafii’ye göreyse, sonraki senelere bırakması caizdir.

Kadına haccın farz olması
Sual: Hanımımın ziynet altınları nisabın üstündedir. Hacca gitmesi farz mıdır?
CEVAP
Hanımlara haccın farz olması için; hacca gidecek veya kendisini götürecek bir mahreminin bulunması şarttır. Götürecek böyle mahremi yoksa hacca gitmez. Vefatından sonra vekil gönderilmesi için vasiyet eder. Mesela, (Yaşarken imkân bulup hacca gidemezsem, ölünce yerime vekil gönderilsin) diye vasiyette bulunur.

HACCIN FARZLARI
Haccın farzları üçtür. Biri yapılmazsa hac sahih olmaz.
1- Haccı ihramlı yapmaktır.

2- Vakfeye durmak.
(Arefe günü, Arafat’ın, Vadi-yi Urene denilen yerinden başka herhangi bir yerinde, öğle ve ikindi namazlarından sonra vakfeye durulur.)

3- Kâbe-i Muazzamayı Tavaf-ı Ziyaret etmektir.

Tavaf, Mescid-i Haram içinde Kâbe-i Muazzama etrafında dönmek demektir. Dördü farz, üçü vacip olmak üzere yedi kere dönülür. Zemzem kuyusunun ve Makam-ı İbrahim’in dışından dolaşarak da tavaf etmek caizdir.

Kadınlar tavafta, Kâbe’ye yaklaşmamaları efdaldir. Kadına dokunmak ihtimali çok ise, Şafii’lerin Hanefi’yi veya Maliki’yi taklit etmesi lazım olur.

Tavafı mescid dışından yapması caiz değildir. Tavafa niyet etmek de, ayrıca farzdır. Tavaf-ı ziyareti Arafat’tan sonra da yapmak da farzdır.

Tavaf ederken ve sa’y ederken, ezan okunursa, bunlar bırakılıp, namazdan sonra tamamlanır.

VEKALETEN HAC
Sual: Ölü için vekâleten hac nasıl yapılır?
CEVAP
Vekilin ihrama girerken emreden kimse için kalb ile niyet etmesi şarttır. Hac borcu olanın, öldükten sonra kendi için hac yapacak vekilin adını bildirerek, vasi olana emretmesi gerekir. Ölü veya ölünün vasi yaptığı yabancı kimse, vârislerden birini, diğer vârisler izin vermedikçe, vekil yapamaz. Bir kimse izin vermeden, başkasını bunun yerine hacca gönderemez. Yalnız vâris, ölen akrabası vasiyet etmemiş, yani hac parası ayırmamışsa, kendine miras kalan parayla, onun yerine hacca gidebilir veya başkasını gönderebilir. Böylece ana babasını hac borcundan kurtarmış olur.

İstanbul’daki bir kimsenin babası Erzurum’da sakinken ölse, babası vasiyet etmediyse, babası için birini vekil gönderirse, Erzurum’dan göndermesi farzdır. Başka yerden göndermesi Hanefi’de caiz değildir. Şafii mezhebinde Mikât dışındaki her yerden göndermesi caizdir. Hatta hacca giden birine para vererek, Mekke-i Mükerreme de bir vekil bulup, babası için, buna Mikâttan hac yaptırtması Şafii’de caizdir. Hanefi olanlar, paraları az ise, Şafii mezhebini taklit ederek, vasiyet etmemiş ana ve baba ve yakınları için Mekke’de vekil tutabilirler. Fakat, parayı verirken, Şafii mezhebini taklit ediyorum diye niyet etmesi lazımdır. Mahrem erkeği bulunmayan kadın, ihtiyarlayınca veya iyi olmayacak bir hastalığa yakalanınca, yerine vekil gönderir. Daha önce göndermez.

Sual: Zengin dul bir kadının hacca götürecek erkek mahremi bulunmazsa, hac kendinden sakıt olur mu?
CEVAP
Hacca götürecek mahremi yoksa vefatından sonra vekil gönderilmesi için vasiyet eder.

Sual: Hac yapmamış kimselerin ve kadınların, başkalarının vekili olarak hacca gitmeleri caiz midir?
CEVAP
Hanefi’de caiz, Şafii’de caiz değildir. (S. Ebediyye)

İHRAM ve HÜKÜMLERİ
İhram, iki parçalı bez olup, iple bağlanmaz, düğümlenmez ve kancalı iğne ile tutturulmaz. Hac, umre, ticaret veya herhangi bir şey için uzaktan gelenlerin, mikât denilen yerleri, ihramsız geçerek, Mekke-i Mükerreme Haremi’ne girmeleri haramdır. Geçenin, geri mikâta gelip ihrama girmesi lazımdır. İhrama girmezse, kurban kesmek lazım olur. Mikât denilen yerler ile, Harem-i Mekke arasına Hil denir. Mikâttan geçerken, bir iş için Hil’de kalmaya niyet edenlerin ve Hil’de oturanların, hacdan başka niyet ile ihramsız hareme girmeleri caizdir. Mikât yerlerini geçerken, niyet ederek ve telbiye yaparak, usulü ile, ihrama girilir. Mikât yerinden önce, hatta kendi memleketinde de giymek caiz ve daha iyidir.

İhram giyene yasak olanlar
İhrama giren kimseye ihramlı bulunduğu sürede (ihramdan çıkıncaya kadar) diğer zamanlarda helal olan bazı fiil ve davranışları yapması yasak olur. İşte bunlara ihram yasakları denir.
Bu yasaklar şunlardır:
1- Saç veya sakal tıraşı olmak, bıyıkları kesmek.

2- Kasık ve koltuk altı kıllarını yolmak veya tıraş etmek.

3- Vücudun diğer yerlerindeki kılları koparmak veya kesmek

4- Tırnak kesmek.

5- Vücuda veya ihrama (kadınlar elbiselerine) güzel koku sürmek, kokulu sabun kullanmak.

6- Giyim eşyası olarak hazırlanmış (dikilmiş veya örülmüş) şeyleri giymek. Normal şekilde giymeksizin, palto, pardösü, gömlek ve benzeri giyim eşyasını omuza almak veya bunları yatarken baş açıkta kalmak şartı ile üzerine örtmek yasak değildir.

7- Başını ve yüzünü örtmek, takke bere giymek veya başa sarık sarmak.

8- Eldiven, çorap veya topukları kapalı ayakkabı giymek. Giyimle ilgili yasaklar sadece erkeklere aittir. Hanımlar normal elbiselerini giyerler, ihram süresince, sadece yüzlerini örtmezler.

9- Cinsi ilişki veya öpüşmek, oynaşmak, şehvetle tutmak.... gibi cinsi ilişkiye götüren davranışlarda bulunmak.

10- Şehevi duyguları tahrik edici şeyleri konuşmak.

11- Tâ’attan ayrılıp, haram fiilleri yapmak.

12- Başkaları ile tartışmak, kavga etmek, sövmek, kötü söz ve davranışlarla gönül kırmak.

13- Eti ister yensin ister yenmesin her türlü kara avını avlamak.

14- Avcıya avını göstermek veya avlanmak konusunda yardımcı olmak.

15- Av hayvanlarına zarar vermek.

16- Harem bölgesinde kendiliğinden çıkan ot ve ağaçların koparılması, ister ihramlı, ister ihramsız herkes için yasaktır.

17- Hatmi ile başını yıkamak.

18- Hamama girmek.

19- Kendi üzerinde bulunan biti öldürmek ve öldürmek için göstermek.

Bunları bilerek veya bilmeyerek, unutarak yapanlara, kurban, sadaka cezaları lazım olur. Ceza olarak kesilen kurbanın etinden sahibi yiyemez. İfrad hacda bir kurban icap ettiren suçu, kârin hacı işlerse, biri umre için, iki kesmesi lazımdır.

İhramlıya yasak olmayanlar
İhramlıya yasak olmayanlar şunlardır:
1- Başına dokundurmamak şartı ile, herhangi bir şeyin altında ve gölgesinde oturmak. Şemsiye kullanmak.

2- Yıkanmak, kokusuz sabun kullanmak.

3- İhram örtülerini yıkamak veya değiştirmek.

4- Kıl koparmadan kaşınmak, gözde biten kılı veya kırılmış tırnağı koparmak.

5- Diş fırçalamak, sürme çekmek.

6- Diş çektirmek, kan aldırmak, iğne vurulmak, yara üzerine sargı sarmak.

7- Güzel koku satan dükkanda oturmak veya güzel koku satın almak.

8- Yüzük, kol saati takmak ve silah taşımak, bele kuşak, para kesesi, kemer bağlamak, omuza çanta asmak.

9- Kollarını giymeden palto veya ceket gibi dikilmiş bir elbiseyi omuzlarına almak.

10- Yorgan, battaniye veya herhangi bir örtü ile yüz ve baş hariç, vücudun diğer kısımlarını örtmek.

11- Balık vb. su ürünlerini avlamak.

12- Kendi emri olmadan, ihramsız kişi tarafından avlanan kara avının etinden yemek.

13- Karga, çaylak, yılan, akrep, fare, sinek, karınca, pire, arı, kene, keler, kelebek, kaplumbağa gibi av hayvanı olmayan hayvan veya haşerelerle, kuduz ve saldırgan köpek, kurt ve kaplan gibi yırtıcı hayvanları öldürmek.

14- Pire, her türlü sinek, başkasının üzerinde bulunan biti, fare, yılan, akrep, kurt, çaylak gibi zararlı ve insana saldıran hayvanları öldürmek.

15- Terlik gibi üstü açık ayakkabı giymek.

16- Bit ölmemek ve saç dökülmemek üzere kaşımak.

17- Renkli ihram giymek.

18- Gusletmek.

19- Başı âdet olmayan şey ile [tas, tepsi] örtmek, paket gibi şeyler koymak.

20- İnsanların dikip yetiştirdiği sebze ve ağaçları koparmak.

21- Düşman ile dövüşmek.

22- Kadınların deriye değmemek üzere yüzlerini örtmeleri ve dikilmiş elbise, mest, çorap giymeleri, örtü altına ziynet eşyası takmaları caizdir.

Bir hacı, Arefe günü, öğle ezanından bayramın birinci günü, sabah namazı vaktine kadar olan zaman içinde, Arafat’ta biraz dursa veya ihramlı olarak Arafat’tan geçse veya ihramlandıktan sonra hasta olup uykuda iken, baygın sedye içinde veya başka bir şeyle taşınarak nüsükler yaptırılırsa veyahut ihrama girmeden önce, hasta olan, bayılan yerine başkası ihrama girip, bu uyanmadan, ayılmadan önce, o bunun yerine de nüsükleri ayrıca yaparsa veya Arefe günü olduğunu bilmeyerek, Arafat’ta dursa, haccı sahih ve tavaf-ı kudum sakıt olur. O yerin Arafat olduğunu bilmek ve niyet etmek lazım değildir. O gün veya gece, Arafat’ta bulunmayan veya Arafat’tan geçmeyen hacı olmaz.

HACCIN VACİBLERİ
Haccın vacipleri şunlardır:
1- Tavafa hacer-i esved veya hizasından başlamak.

2- İhram yasaklarına uymak.

3- Tavafı yürüyerek yapmak.

4- Arefe günü, akşam ve yatsı namazlarını yatsı vakti girdikten sonra Müzdelife’de cem-i tehir ile kılmak. Hanefi mezhebinde vaciptir.

5- Umre sa’yinin, umre tavafından sonra, henüz tıraş olmadan, ihramlı olarak yapılması vaciptir.

6- Şeytan taşlama, kurban kesme, saç tıraşı vacip olup ayrıca bu sıraya riayet de vaciptir.

7- Tavafı kudumden sonra ve hac ayları içinde olmak şartı ile, Safâ ile Merve tepeleri arasında, yedi kere sa’y etmek, yani, usulü ile yürümek. Tavafsız sa’y sahih olmaz.

8- Arafat’tan dönüşte, Müzdelife de vakfeye durmak.

9- Minâ’da şeytan taşlamak, yani üç gün, temiz taş veya teyemmüm caiz olan şey atmak.

10- İhramdan çıkmadan önce, başın en az dörtte birini ustura ile tıraş ettirmek veya en az üç santim, kendisi veya başkası kırkmak. Berber veya ustura bulamamak özür sayılmaz. Saçsız olan veya başı yaralı olan da usturayı değmeden baştan geçirir. Kadın, saçını tıraş etmez. Makasla biraz keser.

11- Afaki yani Mikât denilen yerlerden daha uzak memleketlerin hacıları, Mekke’den son ayrılacağı gün, tavaf-ı sadr yani tavaf-ı veda yapmak. Hayzlı kadına bu vacip değildir.

12- Arafat’ta, güneş battıktan sonra da, biraz kalmak. Güneş batmadan önce, Arafat meydanından dışarı çıkanın kurban kesmesi lazım olur.

13- Tavafı ziyarette Kâbe-i muazzama etrafında dörtten sonra üç kere daha dönmek.

14- Tavafta abdestsiz veya cünüp olmamak.

15- Üzerindeki elbise temiz olmak.

16- Tavaf yaparken, Hatim denilen yerin dışından dolaşmak.

17- Tavafta Kâbe-i muazzama, sol tarafta kalmak.

18- Tavafı ziyareti, bayramın üçüncü gününün güneş batıncaya kadar yapmak.

19- Tavaf ederken avret yeri kapalı olmak (Kadın için çok mühimdir).

20- Safâ tepesi ile Merve arasında sa’y ederken, Safâ’dan başlamak.

21- Safâ tepesine çıkınca, Kâbe’ye dönüp, tekbir, tehlil ve salâvat getirmek ve dua etmek. Sonra, Merve’ye doğru yürümek. Safâ’dan Merve’ye dört, Merve’den Safâ’ya 3 kere gidilir.

22- Her tavaftan sonra, Mescid-i haram içinde iki rekat namaz kılmak.

23- Şeytan taşlamasını bayram günlerinde yapmak.

24- Tıraşı, bayramın birinci günü ve Harem hududu içinde yapmak.

25- Sa’yı yürüyerek yapmaktır. (İki yeşil direk arasında erkek hızlı, kadın yavaş gider.)

26- Kıran ve temettü hac yapan, şükür kurbanı kesmek.

27- Kurbanı, bayramın birinci günü kesmek.

28- Cima gibi yasak olan şeyler, Arafat’ta durmadan önce yapılırsa, haccı bozar. Bunları Arafat’tan önce yapmamak farzdır. Cimadan başkalarını, ihramdan çıkıncaya, cimaı tavaf-ı ziyareti yapıncaya kadar terk etmek vaciptir.

Bilerek veya bilmeyerek, bir vacibi vaktinde ve yerinde yapmayana ceza lazım olur.
Hastalık, ihtiyarlık veya kalabalık gibi bir özürle terk edince bir şey lazım gelmez. Bir vekile yaptırması lazım olmaz.

Hayzlı, nifaslı kadın Mescid-i harama giremez. Tavaftan başka nüsükleri yapar. Tavafı ziyareti temizlenince yapar.

Her günün nüsükü, sonraki gecesinde de yapılabilir.

HACCIN SÜNNETLERİ
Haccın sünnetleri şunlardır:
1- Âfâki olanların hemen mescidi harama giderek tavaf-ı kudum yapmaları. Kâbe’yi görünce tekbir, tehlil ve dua edilir. Erkekler, Hacer-i esvede el ve yüz sürer. Tavaf-ı kudumden sonra ve iki rekat namazdan sonra, Safâ ile Merve arasında sa’y yapılır. Bundan sonra, ihramdan çıkmadan, Mekke şehrinde oturup, terviye gününe kadar, istenildiği miktar, nafile tavaf yapılır. Müfrid olan ve kârin olan hacılar, taş atıp, tıraş oluncaya kadar ihramdan çıkmayacağı için, ihramın yasakladığı şeylerden, her gün sakınmaları lazım olur. Mescid-i haram içinde namaz kılanların önünden geçmek günah değildir.

2- İmamın üç yerde hutbe okumasıdır. Birisi Zilhicce ayının yedinci günü Mekke’de; ikincisi dokuzuncu günü, öğle namazı olunca, öğle ve ikindi namazlarından önce, Arafat’ta; üçüncüsü, onbirinci günü, Minâ’da okunur. Arafat’ta hutbe bitince öğle ve hemen sonra ikindi namazı cemaat ile kılınır. İmama yetişemeyen ikindi namazını ikindi vaktinde kılar namazdan sonra imam ve cemaat Mescid-i Nemre’de Mevkıfe kıbleye karşı ayakta veya oturarak vakfeye durur. Cebeli Rahme kayaları üstüne çıkmak ve vakfe için niyet lazım değildir.

3- Arafat’a gitmek için, Mekke’den Terviye [Zilhiccenin sekizinci] günü, sabah namazından sonra çıkmak. [Mekke’den Minâ’ya gidilir].

4- Arefe gününden önceki ve bayramın birinci günü, ikinci ve üçüncü geceleri Minâ’da yatmak. (Üçüncü gece ve günü Minâ’da kalmak mecburi değildir.)

5- Arafat’a gitmek için, Minâ’da, güneş doğduktan sonra yola çıkmak.

6- Arefe gecesi Müzdelife’de yatmak. Arafat’tan Müzdelife’ye gelip, burada, yatsı vakti olunca, akşam ve yatsı namazları birbiri ardınca, cemaat ile kılınır. Akşam namazını Arafat’ta veya yolda kılanın, yatsının vakti çıkmadan Müzdelife’ye gelirse, burada tekrâr cemaat ile veya yalnız olarak, yatsı ile birlikte kılması lazımdır.

7- Müzdelife’de, vakfeye, fecr ağardıktan sonra durmak. Gece Müzdelife’de yatıp, fecr açılırken, sabah namazını hemen kılıp, sonra, Meş’arilharam denilen yerde, ortalık aydınlanıncaya kadar, vakfeye durulur. Güneş doğmadan önce, Minâ’ya hareket edilir. Yolda Muhasser denilen vâdide durmamalıdır. Burası Eshâb-ı fil durak yeridir.

8- Minâ’ya gelince Mescid-i hif’e en uzak olan ve Cemre-i Akâ’be denilen yerde, sağ elin baş ve şehadet parmakları ile, iki buçuk metreden veya daha uzaktan, Cemre yerini gösteren duvarın dibine nohut kadar yedi taş atılır. Duvarın üstüne veya insana, hayvana çarptıktan sonra dibine düşerse caiz olur. Ertesi fecre kadar caiz ise de, o gün öğleden önce atmak sünnettir. Sonra, hiç durmadan buradan gidilip, isterse kurban keser. Çünkü seferi olana kurban kesmek vacip değildir. Seferi olan hacıların, müfrid oldukları zaman kurban kesmeleri vacip değildir. Kurbandan sonra tıraş olur ve ihramdan çıkar. Bayramın birinci günü Minâ’da olanlar ve bütün hacılar, bayram namazı kılmaz. Sonra, o gün veya ertesi gün veya daha ertesi gün Mekke ye gidip Mescid içinden niyet ederek Tavaf-ı ziyaret yapar. Buna Tavaf-ül ifâda da denilir. Tavafı ziyareti ve tıraşı bayramın üçüncü günü güneş battıktan sonraya bırakmak mekruhtur ve kurban kesmek lazım olur. Yalnız baygın olan kişinin yerine başkası tavaf yapılabilir. Tavafı ziyarette Reml ve Sa’y yapılmaz. Tavaf namazından sonra Minâ’ya gelir.

Öğle namazını Mekke’de veya Minâ’da kılar. Bayramın ikinci günü, öğle namazından sonra Minâ’da hutbe okunur. Hutbeden sonra, üç ayrı yerde, yedişer taş atılır. Mescid-i Hif’e yakın olandan başlanır. Üçüncü günü de böyle yedişer taş atılır ki, hepsi kırkdokuz taş olur. Bunları öğleden önce atmak caiz değil veya mekruhtur. Üçüncü günü güneş batmadan önce, Minâ’dan ayrılır. Dördüncü gün de Minâ’da kalıp, fecrden güneşin gurubuna kadar dilediği zaman yirmi dört taş atmak müstehaptır.

Dördüncü günü fecre kadar Minâ’da kalıp taş atmadan ayrılırsa, koyun kesmek lazım olur. Birinci ve ikinci yerlerinden taş attıktan sonra, kollar omuz hizasına kaldırılarak ve el ayaları semaya ve kıbleye çevrilerek dua edilir. Atılacak yetmiş taş, Müzdelife’de veya yolda toplanır. Hayvan üstünde taş atmak caizdir. Tavaf-ı sadr) dan sonra, zemzem suyu içilir. Kâbe’nin kapı eşiği öpülür. Göğüs ve sağ yanak Mültezem denilen yere sürülür. Sonra, Kâbe perdesine yapışıp, bildiği duaları okur. Ağlayarak Mescid kapısından dışarı çıkar.

9- Arafat’ta, vakfeden önce gusletmek.

10- Minâ’dan Mekke’ye son dönüşte, önce Ebtah denilen vadiye gelip, burada bir miktar durmaktır. Buradan Mekke’ye gelip dilediği kadar kalır.

11- Hacca giderken, muhtaç olmayan ana, babadan, alacaklılardan, kefilinden izin almak sünnettir. Ana baba muhtaç ise, izinsiz gitmek haramdır. Nafaka bırakmadı ise, hanımından izinsiz gitmesi de haram olur. Mekke şehrine Mu’alla kapısından, Mescide Babüsselam’dan ve gündüz girmek müstehaptır.

Haccın sünnetini yapmayana ceza lazım gelmez. Mekruh olur, sevabı azalır.

İhramla ilgili sünnetler:
1- İhrama girerken gusletmek veya abdest almak.
2- İhrama girmeden önce 2 rekat namaz kılmak.
3- Erkekler izar ve rida denilen iki parça örtüye sarınmak.
4- İhramlı bulunduğu sürede her fırsatta telbiye söylemek.
5- Telbiyeyi her başlayışta 3 defa tekrarlamak.
6- Telbiyeden sonra salevat-ı şerife, salevattan sonra dua ve niyazda bulunmak.

Mekke ve Kâbe ile ilgili sünnetler:
1- Mekke’ye mümkünse gündüz girmek (müstehaptır)
2- Mekke’ye girmeden önce mümkünse gusletmek veya abdest almak.
3- Kâbe’yi görünce dua etmek.
4- Kâbe’nin önüne gelince tekbir ve tehlil getirmek.
5- Mültezem’de yüzü ve göğsü Kâbe duvarına yapıştırıp, dua ve niyazda bulunmak.

Tavaf ile ilgili sünnetler:
1- Tavafa başlarken Hacer-i Esved’in hizasına Rükn-i Yemâni cihetinden doğru gelmek.
2- Tavafa başlarken ve her şavtın sonunda Hacer-i Esved’i istilam etmek.
3- Sonunda sa’y yapılacak tavaflarda erkekler ıstıba ve remel yapmak.
4- Bütün şavtları ard arda (ara vermeden) yapmak.
5- Nafile tavafı çok yapmak.
6- Tavaf esnasında zikir, tehlil ve dua yapmak.
7- Ziyaret tavafını bayramın ilk günü yapmak.
8- Ziyaret tavafını şeytan taşlama, kurban ve tıraştan sonra yapmak.

Sa’y ile ilgili sünnetler:
1- Tavaf bitince ara vermeden sa’ye başlamak.
2- Sa’ye giderken Hacer-i Esved’i istilam etmek.
3- Safâ ve Merve’de Kâbe görülebilecek kadar yükseğe çıkıp, Kâbe’ye dönerek tekbir, tehlil ve dua etmek.
4- Erkekler yeşil renkle ışılandırılmış sütunlar arasıda hervele yapmak, diğer yerlerde ise yavaş yürümek.
5- Bütün şavtları ara vermeden yapmak.
6- Sa’yı abdestli yapmak.
7- Sa’y esnasında tekbir, tehlil ve dua yapmak.

Arafat ve Vakfe ile ilgili sünnetler:
1- Arafat’a arefe günü güneş doğduktan sonra Minâ’dan hareket etmek.
2- Öğle ve ikindi namazlarını cem-i takdim ile kılmak.
3- Zevalden sonra vakfe için mümkünse gusletmek veya abdestli bulunmak.
4- Vakfeyi Cebel-i Rahme eteklerinde yapmak.
5- Gün boyuca telbiye, zikir, tekbir, tehlil, tesbih salevat, namaz ve dua ile meşgul olmak.

Müzdelife ve Vakfesi ile ilgili sünnetler:
1- Arafat’tan arefe günü güneş battıktan sonra Müzdelifeye sükunetle ağır ağır inmek ve Müzdelife’de “Meş’ar-i Haram” civarında gecelemek.
2- Sabah namazını erken kılmak.
3- Vakfeyi ortalık iyice aydınlanıncaya kadar sürdürmek.

Minâ ve şeytan taşlama ile ilgili sünnetler:
1- Bayram sabahı ortalık iyice aydınlandıktan sonra, güneş doğmadan Müzdelife’den hareket edip, Minâ’ya gelmek.
2- Vakit geçirmeden büyük şeytanı taşlamak.
3- Taşlama yaparken Mekke’yi sola, Minâ’yı sağ tarafa almak.
4- Taşları yaklaşık 3,5 - 5 m uzaktan atmak.
5- İkinci ve Üçüncü Bayram günlerinde taşları küçük- orta- büyük şeytan sırası ile atmak.
6- Küçük ve orta şeytana taş attıktan sonra dua etmek. Büyük şeytan taşlandıktan sonra hemen ayrılmak.
7- Taşları Bayramın ilk günü öğleden önce, diğer günlerde ise öğleden sonra güneş batmadan önce atmak.
8- Minâ’da Mekke’ye dönmekte acele edenler, bayramın üçüncü günü güneş batmadan önce Minâ’dan ayrılmalı.

Saçların kesilmesi ile ilgili sünnetler:
1- Erkeklerin saçlarının tamamını tıraş etmesi veya tamamını kısaltması.
2- Tıraşı ziyaret tavafından önce yapmak.

Zemzemle ilgili sünnetler:
1- Veda tavafını yapıp tavaf namazını kıldıktan sonra bol bol zemzem içmek ve dökülmek.
2- Zemzemi Kâbe’ye karşı ayakta ve Beytullaha bakarak içmek.

HACCIN EDEPLERİ
Haccın edepleri şunlardır:
1- Hac yolculuğu için dinine, ilmine güvenilir salih kimselerle istişare etmeli.

2- Bilhassa hac yolculuğu esnasında gösterişten sakınmaya çalışmalı.

3- Varsa, kul borcunu ve kul hakkını ödeyerek onlarla helalleşmeli.

4- Tanıdıkları ile, arkadaşları ile helalleşip onların dualarını talep etmeli.

5- Dargın olduğu müslüman varsa, barışmalı.

6- Bir şeyi başkası görsün, başkası işitsin diye yapmaktan, övünmekten sakınmalı.

7- Şüpheli olmayan tam helal para ile hacca gitmeli.

8- Hacca giderken, din ve dünya işlerinde yardımcı olacak arkadaşlar bulmalı.

9- Aile fertlerinin nafakasını noksansız temin edip gitmeli.

10- Bilhassa hac yolunda Allahü teâlâdan daha fazla korkmalı.

11- Allahü teâlânın ismini çok zikretmeli.

12- Öfkelenmemeye dikkat etmeli, vakarlı olmaya çalışmalı.

13- Lüzumsuz konuşmayı ve boş şeyleri terk etmeye çalışmalı.

14- Hacla ilgili hususları iyi öğrenmeli.

15- Hac esnasında alış-veriş ve ticaret yapmaktan uzak kalmaya çalışmalı.

16- Perşembe günü çıkamazsa, Pazartesi günü yola çıkmalı.

17- Hep abdestli durmaya gayret etmeli.

18- Evinden çıkmadan önce iki rekat nafile namaz kılmalı.

19- Hac veya umreden dönünce, iki rekat nafile namaz kılmalı. [Kaza borcu olan kaza kılmalı]

Seyyid Abdülhakim Arvasi hazretleri buyuruyor ki:
1- Harem-i şerife girerken sadaka verilmeli. (Mümkün olur ise her görülen fakire)
2- Sâfa ve Merve tepelerinin ortasına kadar çıkılmalı.
3- Resulullah sallallahü aleyhi ve sellem efendimize selam sırası şöyle olmalı:
Esselâmü aleyke, ya Resulallah
Esselâmü aleyke, ya Nebiyallah
Esselâmü aleyke, ya Habiballah

İFRAD HACCI NASIL YAPILIR ?
Mikâttan önce:
1- Tırnaklar kesilir.
2- Koltuk altı ve kasık temizlenir.
3- Gusledilir olmazsa abdest alınır.
4- Erkek, ihramla örtünür. (Kadın elbisesini çıkarmaz)
5- Baş açık ve ayaklar çıplak olur.

Mikât sınırında:
İhramın sünneti olarak iki rekat nafile namaz kılınır. Birinci rekatta Kâfirun, ikinci rekatta İhlas suresini okumak iyidir. Yalnız hac için niyet ve telbiye yapılır. Böylece ihrama girilmiş olunur.

İhramdan sonra:
İhramdan çıkıncaya kadar ihramlıya yasak olan işlerden sakınılır. Tekbir, tehlil, salevat-ı şerife ve telbiye söylenerek yola devam edilir.

Mekke-i mükerremede:
1- Gusledip veya abdest alıp Harem-i şerife giderek “kudum tavafı” yapılır. Bu sünnettir.
2- Tavaftan sonra iki rekat tavaf namazı kılınır. Birinci rekatta Kâfirun, ikinci rekatta İhlas suresini okumak iyidir.
3- Zemzem içilir, üstüne, başına dökmek iyi olur.
4- İhramlı olarak Mekke’de kalınır. Namazları Harem-i şerifte kılmaya çalışmalıdır. İstenildiği kadar nafile tavaf yapılır.
5- Haccın sa’yı kudum tavafından veya nafile bir tavaftan yahut ziyaret tavafından sonra yapılır.

Terviye günü [8 Zilhicce]
Terviye günü sabah namazı mümkün olursa Mekke’de kılınıp Minâ’ya çıkılır. Arefe günü sabah namazını müteakip Arafata hareket edilir.

Arefe günü [9 zilhicce]
1- Her fırsatta telbiye, tesbih, tekbir, tehlil ve salevat okunur. [Hacılar, kendilerine, ana-baba ve bütün müslümanlara dua ederler.]
2- Öğle ve ikindi namazları, öğle vaktinde cem-i takdim ile kılınır.
3- Öğleden sonra vakfe yapılır.
4- Güneş batmadan Arafat’tan ayrılmamalı. Güneş battıktan sonra, akşam namazı kılınmadan Müzdelifeye hareket edilir.
5- Akşam ve yatsı namazları Müzdelife’de yatsı vaktinde cem-i tehir ile kılınır. Gece Müzdelife’de kalınır. Şeytan taşlamak için taş toplanır.

Bayramın birinci günü [10 zilhicce]
1- Sabah namazı kılınınca, Müzdelife’de “Meş’aril haram’a gidilip orada vakfe yapılır.
2- Ortalık ağarıp güneş doğmadan Minâ’ya hareket edilir.

Minâ’da çadıra yerleştikten sonra:
1- Akâ’be cemresine [büyük şeytana] 7 taş atılır.
2- Saçlar tamamen kesilir veya kısaltılır. Böylece ihramdan çıkılmış olur.

Bayramın 2, 3 ve 4. günleri:
1- Bayramın ilk günü yapılmamışsa, ziyaret tavafı yapılır. [Ziyaret tavafını bayramın birinci günü yapmak daha faziletlidir.] Daha önce yapılmamışsa haccın sa’yi yapılır. Bunlar üçüncü günü güneş batıncaya kadar yapılmalıdır. Yapılmamışsa vacibi zamanında yapmadığı için ceza gerekir.
2- Küçük, orta ve Akâ’be Cemrelerine [üç şeytana] her gün yedişer taş atılır.

Minâ’dan dönünce:
“Veda Tavafı” yapılır. Beytullaha karşı durup zemzem içilir. Yüz ve baş yıkanır. Sonra imkan bulunursa Kâbe-i şerifin yüksek eşiği öpülür

TEMETTÜ HACCI NASIL YAPILIR ?
Mikâttan önce:
1- Tırnaklar kesilir.
2- Koltuk altı ve kasık temizlenir.
3- Gusledilir olmazsa abdest alınır.
4- Erkek, ihramla örtünür.(Kadın elbisesini çıkarmaz)
5- Baş açık ve ayaklar çıplak olur.

Mikât sınırında:
İhramın sünneti olarak iki rekat nafile namaz kılınır. Birinci rekatta Kâfirun, ikinci rekatta İhlas suresini okumak iyidir. Yalnız umre için niyet ve telbiye yapılır. Böylece ihrama girilmiş olunur.

İhramdan sonra:
İhramdan çıkıncaya kadar ihramlıya yasak olan işlerden sakınılır. Tekbir, tehlil, salevat-ı şerife ve telbiye söylenerek yola devam edilir.

Mekke-i mükerremede:
1- Gusledip veya abdest alıp Harem-i şerife giderek “kudum tavafı” yapılır. Bu sünnettir.
2- Tavaftan sonra iki rekat tavaf namazı kılınır. Birinci rekatta Kâfirun, ikinci rekatta İhlas suresini okumak iyidir.
3- Zemzem içilir, üstüne, başına dökmek iyi olur.
4- Safâ ile Merve arasında umre’nin sa’yi yapılır. Sonra saçın en az dörtte biri veya tamamı kesilir yahut kısaltılır. Böylece ihramdan çıkılmış olur.
5- İhramsız olarak Mekke’de kalınır. İstenildiği kadar “nafile tavaf” yapılabilir.

Terviye günü [8 zilhicce]
Terviye günü hac için niyet ve telbiye yaparak yeniden ihrama girilir. Sabah namazı mümkün olursa Mekke’de kılınıp Minâ’ya çıkılır. Arefe günü sabah namazını müteakip Arafata hareket edilir.

Arefe günü [9 zilhicce]
1- Her fırsatta telbiye, tesbih, tekbir, tehlil ve salevat okunur. [Hacılar, kendilerine, ana-baba ve bütün müslümanlara dua ederler.]
2- Öğle ve ikindi namazları, öğle vaktinde cem-i takdim ile kılınır.
3- Öğleden sonra vakfe yapılır.
4- Güneş batmadan Arafat’tan ayrılmamalı. Güneş battıktan sonra, akşam namazı kılınmadan Müzdelifeye hareket edilir.
5- Akşam ve yatsı namazları Müzdelife’de yatsı vaktinde cem-i tehir ile kılınır. Gece Müzdelife’de kalınır. Şeytan taşlamalarında kullanılacak taşlar toplanır.

Bayramın birinci günü [10 zilhicce]
Sabah namazı kılınınca, Müzdelife’de “Meş’aril haram’a gidilip orada vakfe yapılır. Ortalık ağarıp güneş doğmadan Minâ’ya hareket edilir.

Minâ’da çadıra yerleştikten sonra:
1- Akâbe cemresine [büyük şeytana] 7 taş atılır.
2- Vacip olan şükür kurbanı kesilir. Kurbanlık hayvan bulunmaması veya alınamaması sebebiyle kesemiyeceği söz konusu olursa, Zilhiccenin dokuzuna kadar 3 gün ve bayramdan sonra 7 gün daha oruç tutması lazım olur. Hepsi 10 gün olur. Bu kalan 7 gün orucu, memleketine döndüğünde de tutabilir.
3- Saçlar tamamen kesilir veya kısaltılır. Böylece ihramdan çıkılmış olur.

Bayramın 2, 3 ve 4. günleri
1- Bayramın ilk günü yapılmamışsa, ziyaret tavafı yapılır. [Ziyaret tavafını bayramın birinci günü yapmak daha faziletlidir.] Daha önce yapılmamışsa haccın sa’yi yapılır. Bunlar üçüncü günü güneş batıncaya kadar yapılmalıdır. Yapılmamışsa vacibi zamanında yapmadığı için ceza gerekir.
2- Küçük, orta ve Akâbe Cemrelerine [üç şeytana] her gün yedişer taş atılır.

Minâ’dan dönünce
Veda Tavafı yapılır. Beytullaha karşı durup zemzem içilir. Yüz ve baş yıkanır. Sonra imkan bulunursa Kâbe-i şerifin yüksek eşiği öpülür.

KIRAN HACCI NASIL YAPILIR ?
Mikâttan önce:
1- Tırnaklar kesilir.
2- Koltuk altı ve kasık temizlenir.
3- Gusledilir olmazsa abdest alınır.
4- Erkek, ihramla örtünür. (Kadın elbisesini çıkarmaz)
5- Baş açık ve ayaklar çıplak olur.

Mikât sınırında:
İhramın sünneti olarak iki rekat nafile namaz kılınır. Birinci rekatta Kâfirun, ikinci rekatta İhlas suresini okumak iyidir. Umre ve hac için niyet ve telbiye yapılır. Böylece hem umre hem de hac için ihrama girilmiş olunur.

İhramdan sonra:
İhramdan çıkıncaya kadar ihramlıya yasak olan işlerden sakınılır. Tekbir, tehlil, salevat-ı şerife ve telbiye söylenerek yola devam edilir.

Mekke-i mükerremede:
1- Gusledip veya abdest alıp Harem-i şerife giderek “umre tavafı” yapılır.
2- Tavaftan sonra iki rekat tavaf namazı kılınır. Birinci rekatta Kâfirun, ikinci rekatta İhlas suresini okumak iyidir.
3- Zemzem içilir, üstüne, başına dökmek iyi olur.
4- Safâ ile Merve arasında “umre’nin sa’yı” yapılır. Böylece umre tamamlanmış olur. Fakat tıraş olunmaz, ihramdan çıkılmaz. Gerekirse sonra, hac için kudum tavafı yapılır. Haccın sa’yi kudum tavafından sonra yapılabildiği gibi, nafile bir tavaftan veya ziyaret tavafından sonra da yapılabilir.
5- İhramlı olarak Mekke’de kalınır. İstenildiği kadar nafile tavaf yapılır.

Terviye günü [8 Zilhicce]
Terviye günü mümkün olursa sabah namazı Mekke’de kılınıp Minâ’ya çıkılır. Arefe günü sabah namazını müteakip Arafata hareket edilir.

Arefe günü [9 zilhicce]
1- Her fırsatta telbiye, tesbih, tekbir, tehlil ve salevat okunur. [Hacılar, kendilerine, ana-baba ve bütün müslümanlara dua ederler.]
2- Öğle ve ikindi namazları, öğle vaktinde cem-i takdim ile kılınır.
3- Öğleden sonra vakfe yapılır.
4- Güneş batmadan Arafat’tan ayrılmamalı. Güneş battıktan sonra, akşam namazı kılınmadan Müzdelife’ye hareket edilir.
5- Akşam ve yatsı namazları Müzdelife’de yatsı vaktinde cem-i tehir ile kılınır. Gece Müzdelife’de kalınır. Şeytan taşlamak için taş toplanır.

Bayramın birinci günü [10 zilhicce]
1- Sabah namazı kılınınca, Müzdelife’de “Meş’aril haram’a gidilip orada vakfe yapılır.
2- Ortalık ağarıp güneş doğmadan Minâ’ya hareket edilir.

Minâ’da çadıra yerleştikten sonra:
1- Akâ’be cemresine [büyük şeytana] 7 taş atılır.
2- Vacip olan şükür kurbanı kesilir. Kurbanlık hayvan bulunmaması veya alınamaması sebebiyle kesemiyeceği söz konusu olursa, Zilhiccenin dokuzuna kadar 3 gün ve bayramdan sonra yedi gün daha oruç tutması lazım olur. Hepsi on gün olur. Bu kalan 7 gün orucu, memleketine döndüğünde de tutabilir.
3- Saçlar tamamen kesilir veya kısaltılır. Böylece ihramdan çıkılmış olur.

Bayramın 2, 3 ve 4. günleri
1- Bayramın ilk günü yapılmamışsa, ziyaret tavafı yapılır. [Ziyaret tavafını bayramın birinci günü yapmak daha faziletlidir.] Daha önce yapılmamışsa haccın sa’yi yapılır. Bunlar üçüncü günü güneş batıncaya kadar yapılmalıdır. Yapılmamışsa vacibi zamanında yapmadığı için ceza gerekir.
2- Küçük, orta ve Akâ’be Cemrelerine [üç şeytana] her gün yedişer taş atılır.

Minâ’dan Dönünce
“Veda Tavafı” yapılır. Beytullaha karşı durup zemzem içilir. Yüz ve baş yıkanır. Sonra imkan bulunursa Kâbe-i şerifin yüksek eşiği öpülür.

HACDA CEZA GEREKTİREN HUSUSLAR
Ceza gerektiren hususlar dört kısma ayrılır. Bunlar:
1- Bedene (deve veya sığır kesmeyi) gerektirenler
2- Dem (koyun veya keçi) kesmeyi gerektirenler
3- Sadaka vermeyi gerektirenler (Fıtra miktarı)
4- Bedelini ödemeyi gerektirenler.

Bedene kesmeyi gerektirenler:
1- Arafat vakfesinden sonra ve ziyaret tavafından önce cimada bulunmak. (Arafat’ta durmadan önce olursa, haccı bozar.)
2- Ziyaret tavafını cünüp olarak yapmak.

Dem kesmeyi gerektirenler:
1- Kudum veya veda tavafını cünüp olarak yapmak.
2- Bir uzvun tamamına koku sürmek.
3- Saçına yağ sürmek veya kına yakmak.
4- Dikişli elbiseyi tam bir gün giymek.
5- Başını bir şeyle örtmek.
6- Tıraş olmak.
7- Koltuk veya yüz kıllarını veyahut boyun kıllarını koparmak.
8- Tırnak kesmek.
9- Haccın vaciplerinden birini terk etmek veya zamanında yapmamak.

Fıtra miktarı sadaka gerektirenler:
1- Bir uzuvdan az bir yere koku sürmek.
2- Bir günden az elbise giymek.
3- Başın veya sakalın dörtte birinden daha azını tıraş etmek.
4- Bir tırnak kesmek.
5- Kudum veya veda tavafını abdestsiz yapmak.
6- Veda tavafından bir şavtı terk etmek.
7- Cemrelerde atılan taşlardan birini eksik atmak.
8- Başkasını tıraş etmek veya başkasının tırnağını kesmek.

Fıtra miktarından az sadaka gerektirenler:
Bit veya çekirge öldürmek

Bedelini ödemeyi gerektirenler:
Av hayvanı öldürmek. Ayrıca Haremin, kesilmesi haram olan bitkilerini kesmek.

MEDİNE ve KABR-İ SAADET ZİYARETİ
Medine’ye girerken ihrama girilmez. Mekke’de ihramlı iken olan yasaklar, Medine’de yasak değildir. Medine şehri uzaktan görülünce salât ve selam getirilir. Sonra, (Allahümme hâzâ haremü Nebiyyike ve mehbitü vahyike femnin aleyye biddühuli fihi vec’alhü vikâyeten li minennâr ve emânen minel azâb vec’alni minelfâizine bi şefaatil Mustafâ yevmelmeâb) denir.

Hacdan sonra, Medine’ye gidip, Resulullah efendimizin mübarek kabrini ziyaret etmek lazımdır. Medine’ye girince, yalnız kabr-i Nebiyi ziyareti niyet etmeli. Mescid-i Nebide bir namaz, başka yerlerdeki bin namazdan daha üstündür. Oruç, sadaka, zikir ve Kur’an-ı kerim okumak gibi ibadetler de böyledir.

Şehre veya Mescide girmeden önce gusül abdesti alınır. Güzel koku sürünülür. Yeni, temiz elbise giyinilir. Şehre yürüyerek girmek iyi olur.

[Selef-i salihin, Medine-i münevvereye yaklaşınca, inip yaya yürürlerdi. Böyle yapmak edep gereğidir. Allame Ebu Abdullah b. Reşid anlatır:
(Hicri, 684'de Medine'ye geldim. Vezir Ebu Abdullah bin Ebil-Kasım benimle idi. Gözleri ağrıyordu. Medine'ye yaklaşınca, bineklerimizden inip yaya yürümeye başladık. Vezir de, Kabr-i şerifin şevkiyle yaya yürüdü. Hemen o saat gözlerine şifa ihsan edildi. Kendi hâlini anlatan çok güzel bir kaside yazdı.)]

Eşyalarını bir yere yerleştirdikten sonra, o yerlerin kıymetini ve yüksekliğini düşünerek, boynu bükük, kalbi kırık olarak; (Bismillahi ve alâ Milleti Resulillah) der ve hicret gecesi gelmiş olan (İsrâ) suresinin sekseninci âyetini ve namazda okunan salevat-ı şerifleri okuyarak ve (Vağfir li-zunubi veftah li ebvâbe rahmetike ve fadlike) diyerek mescide gelir.

Bab-ı selamdan veya bab-ı Cibril’den mescide girip, minber yanında iki rekat Tahıyyetül mescid namazı kılar. Minberin direği sağ omuzu hizasına gelmelidir. İki rekat da şükür namazı kılar.

[Eshab-ı kiramdan Hazret-i Cabir diyor ki:
(Seferden gelmiştim. Hemen geldiğim gibi gidip Resulullaha selam verdim. O da mescidin önlerinde duruyordu. (Mescidde namaz kıldın mı?) buyurdu. Ben de, hayır, dedim. (Hemen git, mescide gir, namaz kıl. Ondan sonra gel, bana selam ver) buyurdu. (İbni Hubeyb)]

Duadan sonra edeple kalkıp Hucre-i Saadete gelir. Muvâcehe-i Saadet duvarına karşı, arkasını kıbleye dönerek, Resulullah efendimizin mübarek yüzüne karşı, iki metre uzakta, edeple durur. Resulullah efendimizin kabr-i şerifinde diri olduğunu, kendisini gördüğünü, selamını dualarını işittiğini ve cevap verdiğini, âmin dediğini düşünür. (Esselamu aleyke yâ seyyidi, ya Resulallah ...) diye başlayan duayı okur. Emanet olan selamları söyler.

[Ziyaretçi, huşû ve hudû ile selam vermelidir! Sesini ne çok yüksek, ne de fısıltı derecesinde alçak etmeli, orta derecede çıkarmalı ki, edebe uygun olsun. Hazret-i Ömer, Resulullah efendimizin mescidinde, yüksek sesle konuşan Taifli iki kişiye; “Eğer bu şehir halkından olsaydınız, Resulullahın mescidinde böyle yüksek sesle konuştuğunuz için sizi döverdim” dedi. (Buhari)

Fahr-i kâinat efendimizi ziyaret ederken, mübarek yüzüne karşı durup, arkasını kıbleye vermelidir! Halife Mansur, (Ziyarette, kabr-i şerife mi, kıbleye mi döneyim?) diye sorunca, imam-ı Malik hazretleri, (Fahr-i kâinat, sana ve baban Hazret-i Âdem'e kıyamette şefaatçidir. Ona arka dönülmez) buyurdu.

Şerefli kabre çok yakına varmamalı, sağlığında, şerefli huzurunda nasıl durulursa, öyle edepli durmalı, önüne bakmalı, etrafa bakmaktan sakınmalıdır!]

Sonra yarım metre sağa gelip, (Esselamu aleyke yâ halifeti Resulillah ...) diye başlayan uzun duayı okuyarak Hazret-i Ebu Bekir’e selam verir. Sonra yarım metre sağa gidip, Hazret-i Ömer’e selam verir. Sonra kendine ve ana babasına ve bütün müslümanlara dua eder. Sonra yine Resulullah efendimizin mübarek yüzünün karşısına gelir, dilediği duaları yapar.

Sonra Ebu Lübabe hazretlerinin kendini bağlayarak tevbe etmiş olduğu direğe gelir. Burada ve Ravda-i mutahharada nafile, kaza kılar. Tevbe ve dua eder. Dilediği zamanlarda, Mescid-i Kubâ ve Mescid-i Kıbleteyn, Uhud şehidleri ve Baki’deki mezarları ve birçok meşhur mübarek yerleri de ziyaret etmelidir. Mescidde iki rekat namaz kıldıktan sonra, Hücre-i saadete gelip, mübarek yüzüne karşı dönmeli. Diri iken olduğu gibi huzurunda edep ile durup, salât ve selam vermelidir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Bana selam verene, ben de selam veririm.) [Beyheki, Ebu Davud]

Hacca giden fakir, Mekke’ye gidinceye kadar nafile ibadet yapmakta, nafile sevap almaktadır. Mekke şehrine girince hac etmesi farz olur. Zengin ise, memleketinden hac için çıktığı anda farz sevabı kazanmaktadır. Farzın sevabı, nafilenin sevabından daha çoktur. Fakir, memleketinde ihrama girerek yola çıkarsa, yolda da farz sevabı kazanarak, zenginin sevabına kavuşur. Ana babası kendine muhtaç olmayan bir kimse, onlardan izinsiz farz olan hacca gidebilir, fakat nafile olan hacca gidemez.

Sual: Mekke’den sonra Medine’ye gitmek zorunlu mu?
CEVAP
Zorunlu değilse de gitmeye çalışmalı! Peygamber efendimizin mübarek kabr-i şerifini ziyaret ederek büyük nimetlere kavuşmaya çalışmalı! Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Kabrimi ziyaret edene şefaatim vacip oldu.) [Beyheki, Dare Kutni, Taberani]

(Kabrimi ziyaret edene şefaatim helal oldu.) [Bezzar]

(Sadece beni ziyaret için gelen, kıyamette şefaatimi hak etmiş olur.) [Müslim]

(Medine’ye gelip kabrimi ziyaret eden, Kıyamette komşum olur, ona şefaat ederim.) [Şir’a]

(Hac edip kabrimi ziyaret eden, beni diri iken ziyaret etmiş gibi olur.) [Taberani, Dare Kutni, İbni Cevzi]

(Hac edip de, beni ziyaret etmeyen, beni incitmiş olur.) [Dare Kutni, İ.Malik]

(İmkan bulup da mazeretsiz beni ziyaret etmeyen bana cefa etmiş olur.) [İbni Neccar]

(Vefatımdan sonra beni ziyaret eden, hayatımda ziyaret etmiş gibidir.) [Beyheki]

(Kabrimin yanında, benim için okunan salevatı işitirim. Uzak yerlerde okunanlar bana bildirilir.) [İbni Ebi Şeybe]

[Bu müjdelere kavuşabilmek için elbette Ehl-i sünnet itikadında olmak şarttır. Bid’at ehlinin veya gayri müslimlerin yaptığı hiçbir ibadet kabul olmaz.]

İmam-ı Kastalani hazretleri, (Mevahib-i ledünniyye) kitabında buyuruyor ki:
Resulullah efendimizin kabr-i şerifini ziyaret etmek, taatlerin en büyüklerinden ve ibadetlerin en şereflilerindendir. Bunun aksini iddia eden, Allahü teâlâya, Resulüne ve müslümanlara muhalefet etmiş, İslam ipini koparmıştır.

Peygamber mi diri, şehid mi?
Hacca gidip gelen herkes bilir ki, Vehhabiler, Resulullah efendimizin kabri şerifini ziyaret edip "Şefaat ya Resulallah" diyenlere, (Ya hacı, şirk şirk...) diyerek Müslümanlara müşrik diyorlar. Resulullahın ümmetinden olan şehidlere diri dedikleri halde, Resulullah efendimize ölü demeleri âyetlere de, hadis-i şeriflere de aykırıdır.

Tibyan’da bildiriliyor ki:
Bedir’de falanca filanca öldü gitti denildiği zaman, Allahü teâlâ, şehidler için ölü denmesini yasaklayıp buyurdu ki:
(Allah yolunda öldürülenlere ölü demeyin. Bilakis onlar diridir, ama siz bunun şuurunda değilsiniz.) [Bekara 154]

Hadis-i şerifte de buyuruluyor ki:
(Uhud’da şehid olan kardeşlerinizin ruhları yeşil kuşlarla Cennete gitmiştir. Onlar Cennetin ırmaklarından su içer, meyvelerinden yiyip Arş’ın gölgesinde asılı altın kandillerle giderler, istirahat ederler. Yiyecek, içeceklerin lezzetini ve orada yaşanan hayatın güzelliklerini tattıkları zaman, “Allahü teâlânın bize neler verdiğini kardeşlerimiz bilselerdi de cihattan çekinmeselerdi” dediler. Allahü teâlâ da, ben onlara, sizin durumunuzu bildiririm buyurdu.) [Müslim, Tirmizi, İbni Mace]

Bu konu ile ilgili âyet-i kerime meali de şöyledir:
(Allah yolunda öldürülenleri ölü sanmayın, onlar, Rableri indinde diridir ve Allah’ın bol nimetinden sevinç içinde rızıklanırlar, arkalarından kendilerine ulaşamayan [henüz şehid olmamış] kimselere, kendilerine korku olmadığını ve kendilerinin üzülmeyeceklerini müjdelemek isterler.) [Al-i İmran 169]

Birinci âyette, Allah yolunda öldürülenlere ölü demeyin, onlar diridir diye ikaz ediliyor. İkinci âyette de, Allah yolunda öldürülmüş olanların diri olduğu ve yiyip içtikleri bildiriliyor.

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Her Peygamber, kabrinde diri olup namaz kılar.) [Beyheki, Ebu Ya’la]

(Peygamberlerin vücudunu toprak çürütmez. Bir mümin salevat okuyunca, bir melek bana haber verir, "Falan oğlu filan, sana selam söyledi" der.) [İbni Mace, Ebu Davud]

İki âyet-i kerime meali şöyledir:
(Peygamber, müminlere kendi canlarından üstündür.) [Ahzab 6]

(Bütün dinlerden üstün kılmak üzere, Resulünü hidayet ve hak din ile gönderen Odur.) [Fetih 28]

Bu iki âyetten anlaşıldığı gibi, Peygamberimizin dini diğer dinlerden üstün olduğu gibi, kendi de herkesten üstündür. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Ben bütün insanların efendisiyim.) [Buhari]

Şehidlerin ruhu yaşıyor da, âlemlere rahmet olarak gönderilen Resulullahın ruhu yaşamıyor mu? Ruh ölmez, kâfirlerin ruhu bile ölmez. Peygamberin Allah yanında bir şehid kadar da kıymeti yok mu?

Şehid diri oluyor da, Peygamber niye diri olmasın? Şehid cennette rızıklandırılıyor da Peygamber niye rızıklandırılmasın? Peygamber hâşâ Allah yolunda olmazsa, şehid Allah yolunda nasıl olur?

Peygamber diri olmazsa şehid nasıl diri olur? Peygamber işitmezse, şehid nasıl işitir? Halbuki şehidin, Müslümanlığı da şehidliği de bu Peygambere iman etmeye bağlıdır.

Peki şehidler Allah yolunda da, hâşâ Peygamberler, sıddıklar, ulema-i rasihin ve emr-i maruf yapanlar şeytanın yolunda mıdır? Bu ne çirkin suçlamadır öyle? Resulullah şehid değil midir? Resulullah, son hastalığında, (Hayber’de yediğim zehirli etin acısını hâlâ hissediyorum. Zehrin tesirinden aort damarım, bıçak gibi kesiliyor) buyurdu. (Buhari)

İbni Mesud hazretleri ve diğer Eshab-ı kiram, (O zehirli etin tesiriyle Resulullah şehid oldu) buyurdu. Peygamberlik şehidlikten üstündür. Fakat şehid olmak da bir nimettir. Allahü teâlâ Resulüne bu nimeti de vermek için son hastalığında bu zehrin etkisini göstermiştir. (Mevahib-i ledünniyye)

Medine’nin fazileti
Medine-i münevvere şehri çok kıymetlidir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Medine, kötüleri çıkarır, körüğün, demirin pasını çıkarıp attığı gibi.) [Buhari]

(Medine’de ölebilen, orada ölsün. Ben, orada ölenlere şefaat ederim.) [Tirmizi]

(Haremeynden [Mekke ve Medine'den] birinde ölen, emin olarak dirilir.) [Beyheki]
Eminden maksat, kıyamet korkularını çekmeyendir.

(Bütün beldeler kılıçla, Medine ise Kur’an-ı kerimle fetholundu.) [İbni Neccar]

(Medine’nin açlık ve şiddetine sabreden her mümine, kıyamette şefaat ederim.) [Müslim]

(Medine, İslam’ın kubbesi, hicretin toprağı, helal ve haramın meskenidir.) [Taberani]

Kısaca o mukaddes durağın taşı, toprağı ve her yeri Fahr-i kâinat efendimizin yakınlığı ile şereflenmiştir. Medine halkı, Resulullah efendimizin uğur ve bereketlerinden feyz almak için kendilerini evlerine davet ederlerdi. Aynı zamanda evlerinde namaz kılmasını murad edinirlerdi.

İmam-ı Malik hazretleri, Medine içinde hayvana binmekten kaçınır, (Bir yerde ki, Resulullah yaya gezip mübarek ayağı dokunmuştur, ben orada hayvana binmekten haya ederim) buyururdu.

Üç mescidi ziyaret
Fahr-i âlem efendimizin ziyaretine gitmeye niyet eden, Onun Mescid-i şerifini ziyarete, orada namaz kılmaya da niyet etmeli! Çünkü Onun mescidi, ziyaret için yolculuk yapılan üç mescidden biridir. Bu üç mescid şunlardır: Mescid-i Haram, Mescid-i Aksa, Mescid-i Nebevi.

Farz ve nafile namazları, Resulullah efendimizin mukaddes mescidinde kılmaya çalışmalıdır! Özellikle Ravda-i mutahharada kılmaya gayret etmelidir! Peygamber efendimiz buranın (Cennet bahçesi) olduğunu bildirmiştir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Mescid-i haram hariç, mescidimde kılınan bir namaz, başka mescidde kılınan bin namazdan daha sevaptır.) [Buhari]

(Mescidimde, kırk vakit namaz kılan için, Cehennemden kurtuluş beratı yazılır.) [Tirmizi]

Kuba mescidi de önemlidir. Ziyaret ederek, orada namaz kılmalıdır! Peygamber efendimiz, her Cumartesi günü Kuba mescidine gider, orada iki rekat namaz kılardı. (Müslim)
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Kuba mescidinde namaz kılmak umre yapmak gibidir.) [Tirmizi]

(Gusledip, Kuba mescidine giderek, orada namaz kılana umre yapmış gibi sevap verilir.) [İ. Ahmed]

Eshab-ı kiramın bulunduğu Baki kabristanını da ziyaret etmeli! İmam-ı Malik hazretleri buyurdu ki: (Medine'de eshab-ı kiramdan onbin kişi vefat etmiştir. Onlar hep Baki'de defnedilmiştir.) Peygamber efendimiz, Baki’ye çıkar (Esselamü aleyküm ey müminler topluluğunun yurdu) diye selam verirdi. (Müslim)

Diğer kabirleri de ziyaret etmelidir. Bir hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(İki kabristan, güneş ve ayın yer halkına ışık vermesi gibi gök halkına ışık verir. Birisi Medine kabristanı, diğeri de Askalân kabristanıdır.) [İbni Neccar]

Medine’de kırk vakit namaz
Sual: Hac veya Umre yapanın, Medine’de sekiz gün kalıp kırk vakit namaz kılması şart mıdır?
CEVAP
Hac veya Umre için, Medine-i münevverede sekiz gün kalıp kırk rekat namaz kılmak şart değildir. Yani kırk rekat namaz kılmak, hac ve umrenin şartlarından veya sünnetlerinden değildir.
Peygamber efendimiz için de Medine-i münevverede sekiz gün kalmak gerekmez.
Kırk rekat namazın fazileti, Resulullahı ziyaret ile değil, Mescid-i nebevinin faziletiyle ilgilidir.

HACDA HASTALANMAMAK İÇİN
Sual: Hacda hastalanmamak için ne yapmamızı tavsiye edersiniz?
CEVAP
1- Temizliğe çok dikkat etmeli, yemeklerden önce ve sonra elleri yıkamalı.

2- Terledikten sonra mümkünse banyo yapmalı.

3- Çamaşırlar sık sık değiştirilmeli.

4- Gidilen ve kalınan yerlerde de temizliğe çok dikkat etmeli.

5- Sıcakta bozulacak gıdaları götürmemeli.

6- Açıkta satılan yiyecekleri almamalı.

7- Çokça limon götürülebilir.

8- Yağlı ve ağır yiyeceklerden sakınmalı.

9- Yoğurt uygun bir gıdadır. Su ihtiyacı için tuzlu ayran içmeli.

10- Hazır meyve suyu ve süt bulundurmak iyi olur.

11- Hazır memba sularını tercih etmeli. Memba suyu bulunmazsa, klorlanmış su içmeli.

12- Terleme ile su ve tuz kaybı, bilhassa kalb ve damar hastaları için daha tehlikelidir. Bu durumda tuzlu ayran veya su içilmeli. (Bir litreye [dört su bardağına] bir çay kaşığı tuz kâfidir.) İshal olunca da tuzlu su içmelidir.

13- İshal için rastgele ilaç yerine, doktorun tavsiyesine uygun bir ilaç almalı.

14- Fazla terlemek zararlıdır. Tuzlu su veya tuzlu ayran içmeli. Limonata ve limonlu çay da iyidir.

15- İnce ve pamuklu elbise giymeli.

16- Terli çamaşırları sık sık değiştirmeli.

17- Cereyanda kalmamaya dikkat etmeli.

18- Baş dönmesi, şiddetli baş ağrısı, çarpıntı, nefes daralması, ateş, görmede bulanıklık gibi haller görülünce hemen serin bir yere gitmeli.

19- Güneş altında fazla kalmamalı. [Bilhassa kuşluk vaktinden ikindiye kadar]

20- Sokağa gece çıkmayı tercih etmeli.

21- Güneşte şemsiye kullanmalı.

22- Çok sıcaktan çok soğuk yere girmemeye dikkat etmeli.

23- Aircondition gibi soğutuculardan faydalanmaya çalışmalıdır.

Yorgunluk
Aşırı yorulmamalıdır. Fazla yorgunluk tehlikeli olabilir. Nafileleri yapayım derken farzdan mahrum kalmamalıdır. Hastalık, ihtiyarlık veya kalabalık gibi bir özür ile vacipler terk edilince, bir şey lazım gelmez. Bir vekile yaptırmak lazım olmaz.

Seyyid Abdülhakim Arvasi hazretleri buyuruyor ki:
1- Zemzem her içilişte kaburga kemikleri şişinceye kadar içilmeli.
2- Yorgun düşmemek için gidilecek yerlere vasıta ile gidilmeli.
3- Uykuyu tam almalı ki ibadetler sıhhatli yapılabilsin.
4- Sulu şeyler yememeli. Zeytin ve domatesli pilav yenilmeli.
5- Zemzem yalnız içilmeli, yemeklerde dahi kullanılmamalı.

ÖLEN BABANIN YERİNE HAC
Sual: Ölen babamın yerine hacca gitmek istiyorum. Ne yapmam lazımdır?
CEVAP
Vekaleten hacca gidecek kimsenin daha önce haccetmiş olması yahut zengin birisi olması tercih edilmelidir! Vekil olarak hacca gidecek kimse fakir ise, daha önce de hacca gitmemişse, kendi için de, başka bir yıl hac yapması farz olur.

Vekilin, ihrama girerken, emreden kimse için, kalb ile niyet etmesi şarttır. Hac borcu olan kimsenin, öldükten sonra kendi için hac yapacak vekilin adını bildirerek vasi olan kimseye emir vermesi lazımdır. Meyyit veya meyyitin vasi yaptığı yabancı kimse, vârislerden birini, diğer vârisler izin vermedikçe, vekil yapamaz.

Bir kimse izin vermeden, başkasının, bunun yerine hacca gönderilmesi caiz değildir. Yalnız vâris, ölen akrabası, vasiyet etmemiş, yani hac parası ayırmamış ise, kendine miras kalan para ile, onun yerine hacca gidebilir veya başkasını gönderebilir. Böylece ana-babasını hac borcundan kurtarmış olur. Kendine de, farz olmuş ise, kendi için, ayrıca gitmesi lazımdır. Onları borçtan kurtarması, kendine çok sevap kazandırır.

Sual: Ölmüş veya sağ olan bir kimsenin yerine farz olan hacca gitmek caiz midir? Mesela bir kimse, bu yıl dayısının, öteki yıl amcasının yerine gidiyor. Onlar, hac borcundan kurtuluyor mu?
CEVAP
Namaz, oruç gibi beden ile yapılan ibadetler başkası yerine yapılamaz. Herkesin kendi yapması lazımdır. Vekaletle yaptırılamaz. Zekat gibi yalnız mal ile yapılan ibadetleri, onun izni ve malı ile başkasının yapması caiz olur. Hac, hem beden, hem mal ile yapılır. Bir kimse, hayatta iken, bir özrü de yok iken onun yerine başkası hac yapamaz. Devamlı özrü olan, kendi yerine başkasını hacca gönderebilir. İzinsiz vekil olup haccedenin haccı kendine olur. Sevabını vekil olduğu kimseye bağışlayabilir. Fakat bağışladığı kimse, hac borcundan kurtulamaz.

ŞEYTAN TAŞLAMAK
Sual: Bazıları, şeytan taşlamanın aslı olmadığını söylüyorlar. Bu hususta hadis var mıdır?
CEVAP
Bir şeyin aslı olması için mutlaka hadis-i şerif ile bildirilmesi lazım değildir. Dinimizde dört delil vardır. Bunların birisinde varsa, başka delil aranmaz. Bütün fıkıh kitaplarında şeytan taşlamanın vacip olduğu bildirilmektedir.

Bu hususta birkaç hadis-i şerif şöyle:
(Ya Resulallah, bu taşları şeytana atmaktaki mükafatımız nedir?) diye sorana, buyurdu ki:
(Bunun mükafatını, en çok muhtaç olduğun Kıyamette, Rabbinin katında bulacaksın!) [Taberani]

(İbrahim aleyhisselam, hac yapmaya geldiği vakit, ilk cemrede [şeytan taşlama yerinde] yolunu kesen şeytana yedi taş attı. Şeytan yere battı. İkinci cemrenin yanında görünce yine yedi taş attı. Şeytan yine yere battı. Üçüncü taşlama yerinde şeytanı tekrar görünce, yedi taş atıp onu yerin dibine geçirdi.) [Hakim, İbni Huzeyme]

Resulullah efendimizin şeytan taşlamaya yaya gidip geldiği Tirmizi’deki hadis-i şerifte bildirilmektedir.

Sual: Her yıl şeytan taşlanırken, izdiham oluyor, insanlar ölüyor. Buna çare olarak şeytan gece taşlanamaz mı? Başka bir yol bulunamaz mı, bir tedbir alınamaz mı?
CEVAP
Her türlü tedbir alınabilir. Gece de taş atılabilir. Ancak organize edecek bir güvenliğe ihtiyaç vardır. Sadece bir taraftan girip öte taraftan çıkılsa yine gerekli tedbir alınmış olur. Gelenlerle gidenler aynı yolu paylaşınca izdihama sebep oluyor. Tavafta da tedbir alınmıyor. Kadın erkek, hasta sağlam karışık oluyor. Halbuki belli saatlerde kadınlar, yine belli saatlerde erkekler ziyaret etse rahat olur. İstanbul’da Hırka-i şerifte kadınların saati ayrı, erkeklerin saati ayrıdır. Tavafta da böyle yapabilirler.

Şeytana taş atarken yürüyen merdivenler gibi şeritler yapılabilir, metro, tren, tramvay yapılabilir. Bir taraftan girip öteki taraftan çıkarlar. Hiç izdiham olmaz. Çözüm istense çare çoktur. Gece de taş atmak caizdir. Dinimizin hükmü aşağıda bildirilmiştir:

Mina’da, bayram günleri üç gün şeytan taşlanır. Bayramın birinci günü Mina’da, Cemre-i Akabe [Büyük Şeytan] denilen yerde iki buçuk metreden veya daha uzaktan Cemre [Büyük Şeytan] yerini gösteren duvarın dibine nohut kadar yedi taş atılır. Ertesi sabaha kadar caiz ise de, o gün öğleden önce atmak sünnettir. Bayramın ikinci günü, öğle namazından sonra üç ayrı yerde, yedişer taş atılır. Mescid-i Hıf'e yakın olandan başlanır. Önce küçük şeytan, sonra orta şeytan ve büyük şeytana yedi taş atılır, toplam 21 taş eder.

Bayramın üçüncü günü de böyle yedişer taş atılır ki, hepsi 49 taş olur. [Aynen ikinci günkü gibi.] Bu taşları öğleden önce atmak mekruhtur. [Birinci gün öğleden önce atılır, ikinci ve üçüncü gün öğleden sonra atılır.]

Üçüncü günü güneş batmadan önce, Mina’dan ayrılınır. Dördüncü gün de Mina’da kalıp, sabahtan güneşin batışına kadar dilediği zaman 21 taş daha atmak müstehabdır. [Küçük, orta ve büyük şeytana yedişer taş atılır.]

Dördüncü günü sabaha kadar Mina’da kalıp da taş atmadan ayrılırsa, ceza olarak koyun kesmek gerekir. (S. Ebediyye)

KADINLARIN HACCA GİTMESİ
Sual: Bazı kimseler, “Şafii’de kadınlar, başka kadınlarla hacca gidebildiği için Hanefi kadınlar da, yanında mahrem bir erkek olmadan, Şafii’yi taklit ederek hacca gidebilir” diyorlar. Bir kadın, mahremsiz hacca gidebilir mi?
CEVAP
Bir kadın, mahremsiz hacca gidemez. Ancak ebedi mahrem akrabasından fasık ve mürted olmayan akıl baliğ veya mürâhık bir erkekle kocası ile beraber hacca gidebilir. Hadis-i şerifte, (Kadın, yanında bir mahremi olmadan hacca gidemez) buyuruldu. (Bezzar)

Hanefi mezhebinde olan kadınların Şafii mezhebini taklit ederek mahremsiz hacca gitmeleri caiz değildir. Bir Hanefi’nin Şafii mezhebini taklit etmesi, ancak bir farzı yaparken veya haramdan sakınırken karşılaştığı sıkıntıdan kurtulması için caiz olur. Caiz olduğu zaman da, taklit edilen mezhebin o husustaki bütün şartlarına uymak lazım olur. Haccın hepsini Şafii mezhebine göre yapmaları lazım olur. Kadının mahreminin hac yolunda ölmesi, Şafii’yi taklit etmesi için özür olur.

Erkeksiz kadın hacca gidemez. Giderse, haccı sahih olur ise de, haramdır. Erkeği ile gidince de, otelde, tavafta, say’da ve taş atarken, erkekler arasına karışması haccın sevabını giderdiği gibi, büyük günaha da girer. Ebedi mahrem erkeği bulunmayan kadın, ihtiyarlayınca, göremez olunca veya iyi olmayacak bir hastalığa yakalanınca, yerine vekil gönderir. Daha önce göndermez.

Sual: Bazıları, 3 kadının bir arada hacca gidebileceğini söylüyorlar. Dinimizde böyle bir şey var mıdır?
CEVAP
Dinimizde böyle bir şey yoktur. (Üç kadın hacca gider) demek dinimize aykırıdır. Kadınlar ne kadar çok olursa olsun, Hanefi’de mahremsiz hacca gidemez.

Sual: Bir kadın, eniştesi veya kayınbiraderi ile, uzun yola çıkabilir mi ve hacca gidebilir mi?
CEVAP
Enişte ve kayınbirader, mahrem akraba olmadığı için bunlarla yalnız kalmak günah olduğu gibi uzun yola gitmek de caiz değildir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Allah’a ve ahirete inanan bir kadının, yanında babası veya oğlu veya kocası veya erkek kardeşi veya bir mahremi olmadan üç günlük ve daha fazla bir yola gitmesi helal olmaz.) [Buhari]

(Kocası veya mahremi olmayan müslüman bir kadının hacca gitmesi helal olmaz.) [Taberani]

Ancak bir zaruret veya ihtiyaç olunca, mesela mahrem kimse bulamayıp sefere de çıkmak lazım olunca, yanında mahrem erkekleri bulunan saliha hanımlarla beraber gitmek caiz olur. Fasık akraba yerine, salih olan yabancılar tercih edilir. Salih kimse, insanın düşmanı bile olsa, haram işlemekten korktuğu için malımıza, canımıza, ırzımıza zarar vermez. Seferde olan bir hanım ise, yanında mahrem akrabası olmasa da, beyinin ikamet ettiği yere gelebilir.

Sual: Geçen sene bazı şirketler, kadınlar beraber olunca fizana da gidebilirler diyerek bizi hacca götürdüler. Uygun oldu mu?
CEVAP
Hayır. Peygamber efendimiz gidemez buyuruyor. Yanlış yapmışsınız, tevbe etmeniz gerekir.

Sual: Kadın Almanya’dan Türkiye’ye yalnız gidebiliyor da hacca niye gidemesin?
CEVAP
Bir kadın, zaruretsiz 104 kilometreden uzağa gidemez. Giden varsa günah işliyor demektir. Fakat götürecek kimsesi yoksa veya gidecek durumda değilse, yani bir zaruret durumu varsa, uçakta veya otobüste salih kimseler varsa, onlarla sefere çıkabilir; fakat hacca, umreye yine gidemez

Sual: Dul bir kadının hacca gidebilmesi için bir erkekle nikahlanması dinimizde var mıdır?
CEVAP
Öyle bir şey yok. Hacca gidebilmek için birisi ile evlenmek gerekmez. Ama illa gideceğim derse, dul bayan, boşanma hakkı kendi elinde olmak üzere nikah yapabilir, muvakkat nikah değil. Normal nikah yapabilir. Gelince kocasını boşayabilir. Boşamak üzere nikah olmaz. Normal nikah yapılır, hacdan gelince boşanır veya boşanmaz onun bileceği iş.

Sual: Dul bir kadın, amcası veya dayısı ile nikahlanıp hacca gidebilir mi?
CEVAP
Amcası, dayısı onun ebedi mahrem akrabasıdır, babası gibidir. Beraber gidebilirler. Amca ile dayı ile evlenilmez. Evlenen kâfir olur.

Sual: Annem, hacca gidince, kalabalıktan dolayı, haram işlememek için tavaf yapamazsa, orada beni vekil edebilir mi?
CEVAP
Vekil edemez. Haram işleyerek de tavaf yapmaz. Bir yolunu bulmalıdır. Bulamazsa ben hac etmeden ölürsem yerime vekil gönderin diye vasiyet eder.

Sual: Yaşlı kadın, yaşlı ve salih erkekle umreye de gidebilir mi?
CEVAP
Sefere gider, umreye gidemez.

Sual: Hacda haram işlemeden haccedemiyen kadın, ne yapar?
CEVAP
Haram işlemeden hac yapmaya çalışır. Haram işlemeden hac yapamazsa, vasiyet etmelidir. Şöyle vasiyet yapabilir:
(Ölene kadar hacca gidemezsem, yerime vekil gönderin.) [Ukud-üd-dürriyye]

Sual: Hanımın nisabın üstünde bileziği var. Hacca gitmesi farz mıdır?
CEVAP
Parası olmak kâfi değildir. Hacca götürüp getirecek mahreminin bulunması da şarttır.

Sual: Kadınlar ihrama girdikleri elbiseyi, ihramdan çıkıncaya kadar çıkarmamaları mı gerekiyor, mesela otelde iken başları açık durabilirler mi?
CEVAP
Durabilirler.

Sual: Muayyen hâli yüzünden ziyaret tavafını yapamayan kadın ne yapar?
CEVAP
Temizlendikten sonra yapar.

Sual: Hayzlı veya nifaslı kadın tavafı, sa’yi temizlenince, ömrünün sonuna kadar senenin herhangi bir ayında yapabilir mi?
CEVAP
Evet. Fakat geciktirmemelidir.

Sual: Hac yolcuğunda, kadınların erkeklerin yanında abdest almaları uygun mudur?
CEVAP
Harama önem vermemek çok tehlikelidir. Başkasının yanında, avret yerini açmadan su ile istinca yapamayan kimse, pislik fazla olsa bile, su ile istincadan vaz geçer. Avret yerini açmaz. Namazı öyle kılar. Açarsa, haram işlediği için fasık olur.

Tenha bir yer bulununca su ile istinca yapar ve namazını iade eder. Gusledecek kimse de tenha yer bulamazsa, teyemmüm eder. Çünkü bir emri yapmak, bir haram işlemesine sebep olursa, haram işlememek için, o emir terk edilir, yapılmaz. (Redd-ül Muhtar)

Sual: Dul bir kadının mahremleri yoksa hacca mahremsiz gidebilir deniyor. Bir de hacda tavaf ederken kalabalıktan sıkışma oluyor, kadın erkek birbirine dokunsa da, zaruret olduğu için haram olmaz deniyor. Ayrıca hacda kadın yabancı erkeklerin yanında kollarını açarak abdest alabilir, necaset varsa temizleyebilir, hacda günah olmaz diyorlar. Bunlar doğru mudur?
CEVAP
Hiç birisi doğru değildir. Çünkü haramdan kaçmak, farzı yapmaktan önce gelir. Hadis-i şerifte, (Ufacık bir günahtan kaçınmak, bütün cin ve insanların ibadetleri toplamından daha iyidir) buyuruldu. Haramdan kaçmanın sevabı, farzları yapmanın sevabından daha fazladır. Haram işleyerek farz yapılmaz. Farz ile haram bir araya gelince, yani farzı işlerken haram işlemek mecburiyeti olunca, haram işlememek için farz tehir edilir.

Sual: Bayan bir yazar, (Mahrem erkek akrabası olmadan kadın niye hacca gidemez ki? Âdetli iken niçin harem-i şerife giremez ve tavaf edemez ki? Mevlüt efendi, mazeretli kadının Kâbe’yi tavaf edemeyeceğini söylüyor. Tanrı tavaf hakkını yalnız erkeğe verecek kadar adaletsiz midir? Diyelim ki kadın, hac esnasında regl oldu, ertesi sene gidince yine regl oldu, ne olacak?) diyor. (Dinin emrini bildirenlerin hepsinin psikologa ihtiyacı var) diyor. Buna nasıl cevap vermeli?
CEVAP
Önce günlük işlerden örnek verelim:
Türkiye’de oy kullanma yaşı 18’dir. Milletvekili seçilme yaşı 30’dur. Şimdi 17 yaşındaki bir gencin, (18 yaşındaki gençler, oy kullanıyorlar da, ben niçin oy kullanamıyorum. Bu ne adaletsizlik) demeye hakkı var mıdır? Yirmi yaşındaki bir gencin de, (otuz yaşındakiler milletvekili adayı olurken, ben niye olamıyorum) demesi acaba normal midir? Bir avukatın, (Bana niçin doktorluk yaptırmıyorlar) demesi, bir doktorun da, (Bana niçin avukatlık yaptırmıyorlar. Böyle adalet olmaz) demesi normal midir? Asıl böyle diyenler psikologluk değil midir? Birçok ülke, pasaportu olmayan kimseyi, geri çeviriyor, ülkesine koymuyor. Pasaportsuz birinin, (Herkes gidiyor, beni niye koymuyorlar? Bu ne adaletsizlik) demesi elbette yanlıştır.

Dinin sahibi de Allahü teâlâdır. Kuralları koyan Odur. Kur’an-ı kerimi gönderen Odur. Kur’an-ı kerimi hadis-i şerifleriyle açıklayan Onun Peygamberidir.
En büyük Peygamberi Muhammed aleyhisselam buyuruyor ki:
(Allahü teâlâya ve ahiret gününe inanan bir kadının, yanında babası veya oğlu veya kocası veya erkek kardeşi veya bir mahremi olmadan üç günlük ve daha fazla bir yola gitmesi helal olmaz.)
[Bu hadis-i şerifi, büyük hadis âlimlerinden imam-ı Buhari hazretleri bildirmektedir.]

(Kocası veya mahremi olmayan müslüman bir kadının, hacca gitmesi helal olmaz.)
[Bu hadis-i şerifi, büyük hadis âlimlerinden imam-ı Taberani hazretleri bildirmektedir.]

(Kadın, yanında bir mahremi [nikah düşmeyen erkek akrabası] olmadan hacca gidemez.)
[Bu hadis-i şerifi, büyük hadis âlimlerinden imam-ı Bezzar hazretleri bildirmektedir.]

Bayan yazar bunları bilmeyebilir. Bilmediği de meydandadır. Bilmediği konuları ele alıp da, bilenlerin yanında gülünç duruma düşmesi akıl kârı mıdır? Regl olan bir kadının namaz kılmaması, oruç tutmaması ve tavaf yapmaması Mevlüt efendinin düşüncesi değildir. Kadının muayyen özürlü iken Harem-i şerife girememesi de, şu veya bu yazarın fikri değildir. Bunlar Allah’ın bildirdiği hükümdür. Bunları kimse değiştiremez. Pasaportsuz yabancı bir ülkeye gidilemediği gibi, temiz, abdestli olmayan da Harem-i şerife giremez.

Bu konuda Allah’ın sevgili Peygamberi buyuruyor ki:
(Hayzlı [regl, âdetli olan] kadın namaz kılamaz.)
[Bu hadis-i şerifi, büyük hadis âlimlerinden imam-ı Ebu Davud hazretleri bildirmektedir.]

(Kâbe’yi tavaf etmek, namaz kılmak gibidir. Namaz kılarken abdestli olmak gerektiği gibi, Kâbe’yi tavaf ederken de abdestli olmak gerekir.)
[Bu hadis-i şerifi, büyük hadis âlimlerinden imam-ı Tirmizi hazretleri bildirmektedir.]

(Cünüp ile hayzlı veya nifaslı kadına mescide, camiye, harem-i şerife girmek helal olmaz.)
[Bu hadis-i şerifi, büyük hadis âlimlerinden imam-ı Muhammed ibni Mace hazretleri bildirmektedir.]

Kadın, tavaf ederken regl olursa, en fazla on gün bekler. Temizlenince tavaf eder. Ertesi sene gelmesine gerek yoktur. Telbiye sırasında sesini yükseltmemesi de yine dinimizin emridir.

Sual: (Çok ihtiyar kadın mahremsiz sefere gidebilir) hükmünü yanlış anlayıp, salih kimselerle hacca gittim. Hâlbuki Hanefi’ye göre, mahremsiz gitmek caiz değilmiş. Mahremsiz hacca gitme günahından kurtulmak için, (Şafii Mezhebine göre gittim) diye niyet etsem, günahtan kurtulur muyum?
CEVAP
Şafii mezhebi taklit edilerek, farz olan hacca da gidilmez. Ancak, bilmeden gidilmişse, (Şafii mezhebine göre gittim) diye niyet edilince, mahremsiz gitme günahından kurtulmuş olunur.

Şafii’de mahremsiz hac
Sual: Şafii mezhebinde, kadınlar, mahremsiz nafile hacca ve sefere gidemez mi?
CEVAP
Evet, gidemezler. Sadece farz olan hacca, kadınlarla birlikte gidebilirler; ama Hanefiler Şafii’yi taklit ederek gidemez.

FARZ İLE HARAM ÇAKIŞINCA
Sual: Hacda tavaf ederken çok kalabalık oluyor, kadın erkek birbirine dokunuyor. “Zaruret olduğu için haram olmaz” deniyor. Doğru mudur?
CEVAP
Farz ile haram çakışınca, yani farzı eda ederken haram işlemek mecburiyeti olunca, haram işlememek için farzı tehir etmek lazımdır. Mesela, zengin olan bir kadının hacca gitmesi farzdır. Hacca yalnız gitmesi ise haramdır. Mahremi bulunmadığı müddetçe, haram işleyerek yalnız başına hacca gidemez.
Bunun gibi farz olan tavafı yapabilmek için erkeklere dokunarak, haram işleyerek tavaf yapamaz. Kalabalık olmadığı zamanlarda tavaf eder.

Sual: Kadınlara dokunmak haram olduğu için, haram işleyerek farz yapılmayacağına göre, hac farzını terk etmek mi gerekir?
CEVAP
Haram işleyerek farz yapılmaz demek, farzı haram işlemeden yapmalı demektir. Yoksa, farzı terk etmeli demek değildir. Eğer, haram işlemeden yapma imkanı bulamazsa, (Ben hacca gitmeden ölürsem, yerime vekil gönderin) diye vasiyet eder.

HACER-İ ESVEDİ ÖPMEK
Sual: Hacıların hacer-i esvedi öpmesi gerekir mi?
CEVAP
Hacer-i esvedi öpmek sünnettir. Müslümanlara eziyet vermeden öpmeye çalışmalıdır! Eziyet verecekse uzaktan istilam etmelidir! Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Hacer-i esved, Cennet yakutlarındandır. Kıyamette, iki gözü ve bir dili olduğu halde getirilir. Tazim ve sıdk ile istilam edenin lehinde şahitlik eder. Riya ve alay ile istilam edenin de aleyhine şahitlik eder.) [Tirmizi]

[İstilam: Hacer-i esvedi öpmek, elle okşamak, kalabalık dolayısıyla mümkün olmazsa, uzaktan hürmet işareti yapmak.]

Hacer-ül esvedle ilgili çok hadis-i şerif vardır. Bazıları şöyledir:
(Hacer-ül esvede el sürmek, günahları giderir.) [İbni Hibban]

(Hacer-ül esved, tazim ve sıdk ile istilam edenin lehinde şahitlik eder. Riya ve alay ile istilam edenin de aleyhine şahitlik eder.) [Tirmizi]

(Zulmetle kararmasaydı, Hacer-ül esvede dokunup da iyi olmayan dertli kalmazdı.) [Beyheki]

(Hacer-ül Esvede el sürmek günahları döker.) [Nesai]

(Allah’a yemin ederim ki, kıyamette Hacer-ül Esved, gören gözleri ve konuşan dili olduğu halde, kendisine ihlâs ile el sürüp öpenin cennetlik olduğuna şahit edecektir.) [Tirmizi]

HACCA GÖREVLİ OLARAK GİTMEK
Sual: Fakir bir kimse, sağlık görevlisi olarak veya başka bir görevle Mekke’ye gidip hac yapsa, hac borcundan kurtulur mu, ileride zengin olsa, tekrar hacca gitmesi gerekir mi?
CEVAP
Mekke-i mükerremeye, hac vaktinde her ne suretle gidilirse gidilsin, orada farz olarak niyet edip hac yapan, hac borcundan kurtulur, ileride zengin olsa da, tekrar hacca gitmesi gerekmez. (Redd-ül Muhtar)

HACCIN SAHİH OLMASI
Sual: Hacca gidenin bütün günahları af olur deniyor. Buna namaz, oruç ve kul borcu da dahil midir?
CEVAP
Hacca gidip gelenin değil, haccı kabul olanın günahları af olur. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Kabul olan bir hac, geçmiş günahları yok eder.) [Beyheki]

(Haccedip, kötü söz söylemeyen ve doğruluktan ayrılmayan kimse, anasından doğduğu günkü gibi günahsız olur.) [Buhari]

Haccın sahih ve kabul olmasının şartları vardır. Sahih olması için vaktinde hac yapılması lazımdır. Kabul olması için de, haccın sahih olması, o kimsenin itikadının düzgün olması, bid’at ehli olmaması gibi şartları vardır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Bid’at işleyenin, orucu, haccı, cihadı kabul olmaz.) [Deylemi]

Hac, sahih ve kabul olsa da, kul borçları, namaz, oruç borçları ödenmiş olmaz. Kul borçlarını ödemek, namaz ve oruç borçlarını kaza etmek suretiyle ödemek lazımdır.

Bir kimse, tevbe-i nasuh yaparsa, günahları af olur. Namazlarını kaza etmedikçe, yalnız tevbe ile af olmaz. Kaza ettikten sonra tevbe ederse, af olması ümit edilir. Önce düzgün bir itikada sahip olmak, bid’atlerden kaçmak, kul ve Hak borcunu ödemek lazımdır

HACCI MEBRUR
Şartlarına uygun olarak ihlas ile yapılan hacca, (Hacc-ı mebrur) denir. Hacc-ı mebrur, kazaya kalmış olan farzlardan ve kul haklarından başka günahların affına sebep olur. Bu ikisinin af olması için kazaların ve kul haklarının ödenmesi de lazımdır.

Hac sebebiyle, farzı yapmamanın günahı affedilmez ise de, vaktinde yapmamanın, vaktinden sonraya bırakmanın günahı affedilir. Hacdan sonra, farzları kaza etmeye hemen başlanmazsa, geciktirme günahı tekrar başlar ve zamanla kat kat artar. Farzın kazasını geciktirmek büyük günahtır. Bunu iyi anlamalıdır. (Hacc-ı mebrur yapanın günahları af olur) hadis-i şerifi, kaza ve kul hakkından başka günahların af olacağını göstermektedir. Peygamber efendimizin, Arefe gecesi ve Müzdelife’de, hacıların günahlarının affedilmesi için yaptığı duaların da, böyle olduğu bildirilmiştir.

Kaza ve kul haklarının da, affa dahil olduğunu bildiren âlimler var ise de, bunlar, tevbe edip de kazadan ve ödemekten aciz olanlar içindir. Hud suresinin (Hasenat, günahları yok eder) mealindeki 114.âyeti, farzın terkinden hasıl olan geciktirme günahı, o farz kaza edilince, af olur demektir.

MEKKE'DE MUKİMLİK
Sual: Bir kimse Mekke’de veya başka yerde niyet etmeden 15 günden fazla kalsa, seferi olur mu?
CEVAP
Mekke-i mükerremeye giden, 15 veya daha fazla gün kalmaya niyet ederse mukim olur.15 günden az kalmaya niyet ederse veya hiç niyet etmeden aylarca kalsa misafir olur.

Mekke, Minâ ve Arafat gibi başka başka yerlerde toplam 15 gün kalmaya niyet eden de, mukim olmaz. Yalnız Mekke’de veya Minâ’da 15 gün kalmaya niyet eden mukim olur. Mukim olan da, namazlarını kısaltamaz. Bayram kurbanını da kesmesi vacip olur.

Talebe, asker, işçi gibi emir altında bulunanlar, kendi niyetleri ile değil, hocalarının, kumandanlarının, işverenlerinin emrine göre hareket ederler. Âmirleri 15 gün kalmaya niyet etse, bunlar emri işitinceye kadar misafir olurlar. Emri hiç işitmezlerse, kaç gün kalsalar hep seferi olurlar.

Bir görevliye tâbi olan hacılar da, bunun sözü ile hareket ederler. Görevli, 15 gün Mekke’de kalacağız dememişse, bu görevliye bağlı olanlar seferi olur. Seferi olanın da bayram kurbanını kesmesi vacip olmaz. Fakat şükür kurbanını kesmesi vacip olur. Dört rekatlık farzları iki rekat olarak kılar. (Nihaye)

Sual: Bir hacı hac farizası için, Mekke’de 13 gün kaldıktan sonra 14-15. günleri de Minâ ve Arafat’ta bulunup (Mekke- Mine, Arafat arası 22 km) tekrar Mekke’ye geri dönerek 7 gün daha kaldıktan sonra Medine’ye giderse seferi midir?
CEVAP
Tam İlmihal’de diyor ki:
Mekke, Minâ ve Arafat gibi başka başka yerlerde toptan 15 gün kalmaya niyet eden, mukim olmaz. Demek ki Türkiye'den giderken veya oraya varınca bir yerde 15 günden fazla kalmaya niyet edilmemişse seferi olur. Medine’de 15 günden fazla kalmaya niyet eder ise orada da mukim olur, 15 günden az kalmaya niyet etmişse seferi olur.

Mekke’de mukim olunmaz mı?
Sual: Tam İlmihal’de (Mekke, Minâ ve Arafât gibi başka başka yerlerde toptan 15 gün kalmaya niyet eden de, mukim olmaz) deniyor. Bir kimse Mekke’de bir ay kalsa, mukim olmaz mı?
CEVAP
Mukim olur. Bir yerde 15 günden fazla kalınınca mukim olur. Mesela bir kimse 13 gün Mekke’de kalmaya, sonra bir gün Arafat veya Minâ’da kalmaya, sonra 13 gün yine Mekke’de kalmaya niyet edip sonra, Medine’ye gitmeye niyet etse, bir yerde 15 günden fazla kalmaya niyet etmediği için Mekke’de toplam 26 gün kalmasına rağmen seferi olur. Namazlarını kısaltarak kılar. Ama kişi, Ramazanda gidip Mekke’de 15 günden fazla kalmaya mesela bir ay kalmaya niyet etmişse, artık Mekke’de mukimdir. Arafat’ta da, Minâ’da da, Müzdelife’de de seferi olamaz, mukimdir. Namazlarını kısaltamaz.

Bütün fıkıh kitapları hep aynı şeyi yazmaktadır. Farklı bir kavil yoktur. Fakat anlatılışları farklıdır. Birkaç örnek verelim:

Misafir olan yolcu, Mekke ve Minâ’da 15 gün ikamet etmeye niyet etse namazları dört kılmaz, çünkü iki yerde kalmayı niyet etmek çok yerde kalmayı gerektirir, bu ise yolculuğun gerçekleşmesine manidir. Ancak yolcu geceyi birinde kalmayı niyet ederse oraya girmesiyle mukim olur, çünkü kişinin ikameti gece kaldığı yere izafe olunur. (Hidaye)

Mekke ve Minâ’da 15 gün kalmaya niyet eden namazları dört kılmaz; çünkü ikamet iki yerde kalmaya niyet etmekle mukim olunmaz. Yolcunun ikametleri toplansa 15 günü geçse de seferidir. Ancak geceyi birinde ikamet etmeye niyet ederse o zaman oraya girmesiyle mukim olur, çünkü kişinin ikameti kaldığı, yattığı yere izafe olunur. Hac farzını yerine getirmek için hac ayının on günü içinde Mekke’ye girse ve 15 gün ikamete niyet etse, mukim olmaz, çünkü Arafat'a çıkmak zorundadır. Bir yerde 15 günden çok kalmadıkça mukim olamaz. (Bahr-ür Raik)

Kişi Kufe’den çıksa Mekke ve Minâ'da 15 gün ikamet etmek üzere yola çıksa Mekke'ye girdiğinde namazı dört kılamaz, çünkü sadece Mekke’de 15 gün kalmayacaktır. (Mebsut - Şeybani)

Yolcu bir yerde 15 gün kalmaya niyet ederse mukim olur. Ama iki yerde 15 gün kalmayı niyet eder ise, bu iki yerin her biri kendi başına bir şehirdir. Dolayısıyla biri diğerine tâbi değildir. Mekke ve Minâ’da toplam 20 gün kalmaya niyet eden mukim olmaz. Ancak bu iki yerden birinde 15 gün kalmaya niyet eden mukim olur. (Tuhfetül Fukaha)

İki yerde mesela Mekke ve Minâ’da, yahut Kufe ve Hira’da kalmayı niyet eden şayet geceyi bunlardan birinde ikamet etmeye azmetse ve gündüzleri oradan diğerlerine gitmeyi planlasa, eğer gece kalmayı azmettiği yere gündüz girse mukim olmaz. Ama gece ikamet etmeyi azmettiği yere geceleri girse mukim olur, sonra diğer yerlere oradan yola çıksa misafir olmaz. Çünkü kişinin ikamet yeri kaldığı yerdir. Başkasının yerine hac yapan arkadaşları gittikten sonra Mekke'de 15 gün veya daha çok kalmayı niyet eden Mekke'de mukim olur. (Mebsut - Serahsi)

Diğer üç mezhepte seferilik farklıdır. Giriş çıkış günleri hariç, bir yerde dört gün kalmaya niyet eden mukim olur. Bir ihtiyaçtan dolayı bu mezheplerden birisini taklit eden Hanefi de, taklit ettiği mezhebin şart ve müfsitlerine riayet eder. Yani dört gün kalınca mukim olur ve namazlarını kısaltamaz

UMRE YAPANA HAC FARZ OLMAZ
Sual: Bazı hocalar, umre yapana hac etmek farz olur diyorlar. Hac mevsimi haricinde umre yapan fakire hac farz olur mu?
CEVAP
Hiçbir kitapta, (Umre yapana hac farz olur) diye yazmaz. Umre yapana hac farz olmaz. (Redd-ül Muhtar)

Bazı kimselerin bilmediği husus şudur: İbni Âbidin hazretleri, Ukud-üd-dürriyye’de (Hac etmemiş fakirin, başkası yerine hacca gitmesi caiz ise de, Hille girince, kendisine de hac etmek farz olur) diyor. Bu ifade hac mevsimin haricinde, umre yapana haccın farz olacağını göstermez.

Zengine ömründe bir kere haccetmek farzdır. Fakir olan, görevli olarak veya işçi olarak, yahut herhangi bir sebeple Mekke’ye gidince, hac mevsimi ise, kendisine hac farz olur. Hac mevsimi değilse, hac farz olmaz.

DİNİ KURALLARI KOYAN ALLAH'TIR
Sual: (Türk milleti fakir olduğu için hacca gitmemesi gerekir. Çünkü dinimiz israfı yasaklıyor) diyorlar. Bunlara nasıl cevap vermeli?
CEVAP
Dini inançları bozmak için dört koldan saldırıya geçilmiştir. Her gün yeni bir şey çıkarılarak itikadımız, amelimiz zedeleniyor. “Hayzlı iken Kur’an okunur, oruç tutulur” gibi, dört delile (Kitaba, sünnete, icmaya ve kıyasa) aykırı fikirler üretilirken, şimdi de, hac ibadeti bozulmaya çalışılıyor. Türk milleti fakir olduğu için hacca gitmemesi gerekirmiş. Çünkü dinimiz israfı yasaklıyormuş. Acaba bu sözlerinde samimiyet eseri var mıdır? Samimi isen, niye Bodruma, Avrupa’ya, Amerika’ya eğlenmeye gidiyorsun? Niye yoksulları gözetmeyip de, festivaller peşinde koşuyor, yılbaşı eğlenceleri tertip ediyor, devrilen çamlar altında, şarap fıçılarını boşaltıyor ve sabaha kadar kumar oynuyorsun?

Haccı engellemekle yoksulluk önlenemez. Peygamber efendimiz, yoksulluğu önlemenin yolunu bildirmiş, (Zenginlerin zekatı, fakirlere kâfi gelmeseydi, Allahü teâlâ fakirlerin rızkını başka yollardan verirdi. Aç kalan fakir varsa, zenginlerin zulmü yüzündendir) buyurmuştur. Demek ki zenginler zekatını yerli yerince verse, haccı engellemeye lüzum kalmayacak ve aç kalan fakir de bulunmayacaktır.

Emekli vaiz adı altında bir başkası da, (Diyanet fikir üretemiyor) diyerek, dinimizi bozmaya çalışıyor. (İslam dünyası aklını kullanmalı, yüzyıllardan beri, paslanan, çürüyen ve işlevini yitiren o akıldışı kilitleri söküp atmalı) diyor. Paslanan, çürüyen ne diye merak ettik. Baktık ki, bunlar, dinimizin, hac, kurban, tesettür gibi emirleri imiş. (Hacca gidecekler, kurban kesecekler, evsizlere, yoksullara yardım etmeli) diyor.

Dini kuralları koyan Allahü teâlâdır. Yüce Rabbimiz, toplumda yoksulların olacağını hâşâ bilmiyor muydu? (Bir toplumda yoksul varken, hacca gidilmez, kurban kesilmez) diyemez miydi? Demediğine göre, kurban derilerine sahip çıkma hevesi gibi, kurbanın kendisine de, hac paralarına da sahip çıkmak mı istiyor?

Bu iş olmayınca da, (Hani İslamiyet akıl diniydi? Niye aklını kullanmıyorsun? Akıl yolunu seçerek kurban ve hac paralarını niye yoksullara vermiyorsun) diyor. Felsefecileri ve sapık fırkalardan mutezileyi övüyor.

(Farabi, İbni Sina, İbni Rüşt gibi düşünürler, İslamlığı hep aklın ve yaşanan dünyanın, insansal gereklerin aynasına tutarak değerlendirdiler. O dönemlerin ürünü olan Mutezile, inançta yazgıcılığı (kaderciliği) reddederek, İslamın akılsal yol ve yöntemlerle kurumlaşmasına çalıştı) diyerek kaderi de inkâr ediyor. Kader, Allahü teâlânın insanların başlarına gelecek işleri bilmesi ve bu bilgisinin bir kitaba [levh-i mahfuza) yazılması demektir. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Allah, onların işlediklerini ve işleyeceklerini bilir.) [Bekara 255]

(Allah her canlının durduğu yeri ve sonunda bırakılacağı mekanı bilir. Hepsi açık bir kitapta [levh-i mahfuzda] dır.) [Hud 6]

(Yaptıkları küçük büyük her şey, satır satır kitaplarda yazılmıştır.) [Kamer 52, 53]

Bu ve benzeri birçok âyet vardır. Ama inanan kim? Adam, hep Kur’an Kur’an der ama ya Kur’ana inanmaz veya onu istediği gibi yorumlar.

(İmam-ı Gazali'nin kilitlediği akıl kapısını açmak gerekir) diyerek de, nakli esas alan âlimlere dil uzatıyor. Emekli vaizin aklı var da, imam-ı Gazali veya öteki âlimlerin aklı yok mu idi? Adam, (Benim düşüncemde olan akıllı, benim gibi düşünmeyen akılsızdır) demek istiyor.

(Örtünme Kur’anda bir dönemin, bir olayın zorunluluğu olarak vardır. Ama günümüzde o zorunluluklar birtakım yasal ve yaşamsal önlemlerle, gereklerle başkalaşmıştır. O halde herkes Avrupalı gibi giyinmelidir) diyerek tesettüre de dil uzatıyor.

Allahü teâlânın tam olarak gönderdiği dinde noksanlık arayanlar, kendi yüzkaralarını ortaya çıkarmış olurlar.

Sual: Bir gazetede yazarın biri, şeytan taşlamadaki izdihamı önlemek için haccın üç ay içinde yapılmasını teklif ediyor. Bu, dini değiştirmek değil midir?
CEVAP
Bazı kimseler, orucu da kısaltmak için epey uğraştılar. "Çok oruç tutuyoruz. Güneş doğana kadar yiyip içmeliyiz" dediler. "Yaz aylarında oruç tutmak zordur. Kışın tutulmalı" gibi tekliflerle gelmek için hazırlanıyorlar. Bunların asıl maksatları, dini bozmaktır. Dinimizde eksiklik yoktur. Orucun hangi ayda tutulacağı, haccın hangi günde yapılacağı açıkça bildirilmiştir.

Allahü teâlânın kemale erdirdim dediği dinde eksiklik arayanlar, şu âyete inanmamış olurlar:
(Bugün, dininizi kemale erdirdim, ikmal ettim. Size olan nimetlerimi tamamladım ve sizin için din olarak İslamı seçtim.) [Maide 3]

HACILARI KARŞILAMAK VE ZİYAFET VERMEK
Sual: Hacca giderken ve hac dönüşü tanıdıklara yemek vermek uygun mu?
CEVAP
Hacca ve askere giderken, yolculuğa çıkarken, buna benzer işlerde, yemek vermekte, ziyafet çekmekte mahzur yoktur. Dönüşlerinde de böyledir. Bunlar mubah âdettir. Yapılsa da olur, yapılmasa da olur. Ancak gösterişe kaçmadan her ne zaman olursa olsun yemek yedirmek sevaptır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Yemek yedirmek ve güzel söz, haccın güzel olmasına sebeptir.) [Beyheki]

(Hayırlınız, yemek yedirendir.) [Hakim]

(Amellerin en faziletlisi, bir müminin aybını örtmek, karnını doyurmak ve bir ihtiyacını karşılamak suretiyle onu sevindirmektir.) [İsfehani]

(Cennette öyle güzel köşkler vardır ki, bunlar, tatlı konuşan, yemek yediren ve herkes uyurken namaz kılanlar içindir.) [Tirmizi]

(Kişi arkadaşları ile yediği yemekten hesaba çekilmez.) [İ.Gazali]

(Allahü teâlâ, arkadaşına yemek yedirip su içireni, Cehennemden uzaklaştırır.) [Taberani]

Sual: Hacdan gelince mevlid okutmak uygun mu?
CEVAP
Evet. Her zaman, bid’at karıştırmamak şartı ile mevlid okutmak sevaptır.

Sual: Hacıları karşılarken ne yapmak gerekir?
CEVAP
Hacıları karşılamak çok iyidir. Hoş geldiniz diyerek sevinçle karşılamak ve teberrüken müsafeha etmek sünnettir. Kucaklamak da caizdir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Hacılarla, gazilerle kucaklaşan, Peygamberlerle kucaklaşmış gibidir.) [Şir’a]

Eve girmeden önce, hacılardan dua etmesini istemeliyiz! Hacının günahları affolduğu için duası makbuldür. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Hacının ve onun dua ettiği kimsenin günahları affolur.) [Bezzar]

(Ya Rabbi, hacının ve onun affolması için dua ettiği kimsenin günahlarını affet!) [Hakim]

Sırf Allah rızası için ve helal para ile hacca giden, vaktinde hac yapan müminin haccı makbul olur. Haccı kabul olanın da günahları affolur. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Suyun kirleri temizlediği gibi, hac da günahları temizler.) [Taberani]

(Hacı, yakınlarından dört yüz kişiye şefaat eder ve anasından doğduğu gündeki gibi günahlarından kurtulur.) [Bezzar]

(Hacılar Arafatta durunca, Allahü teâlâ buyurur ki: "Saçları dağınık, toz ve toprak içinde olan kullarıma bakın! Şahit olun ki, onların günahları, yağmur damlaları ve kum taneleri kadar da olsa, affettim.") [İbni Hibban]

Hacıların vereceği zemzemi içmeyi bir nimet ve ganimet bilmelidir! Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Zemzem, doyurucu ve hastaya şifa vericidir.) [Bezzar]

(Zemzemi, belalardan korunmak niyeti ile içeni Allahü teâlâ muhafaza eder.) [Hakim]

Abdullah ibni Mübarek hazretleri, (Resulullah, "Zemzem, içildiği niyete göre faydalı olur" buyurduğu için ben de kıyamet günü susuzluktan kurtulmak için zemzem içiyorum) derdi. (İbni Mace)

Abdullah ibni Abbas hazretleri de, zemzem içerken, (Ya Rabbi, senden faydalı ilim, bol rızık ve her türlü hastalıktan şifa istiyorum) diye dua ederdi.

HACILARA HACI DEMEK
Sual: Dört halifeye ve diğer Eshab-ı kiramın hiçbirine "hacı" denmediği halde, şimdi hacca gidip gelene "hacı" denmesi, bid'at değil midir?
CEVAP
Bir kimse, bariz olan lakabı ile çağrılır. Bir toplumda herkes edepli olsa, falanca da edeplidir denmez. Herkes namaz kılsa, namaz kılan kimseyi, "musalli" diye çağırmaya lüzum yoktur. Bir ülkede herkes gazi olsa, birini "gazi" diye çağırmak manasız olur. Bunun gibi, Eshab-ı kiramın tamamı hacı olduğu için herbirine ayrı ayrı hacı demek hoş olmaz. Herkes bariz vasfı ile çağrılır.

Her devirde hacılara "hacı" denmiştir. Fakat ilk zamanlar hacı çok olduğu için hacı ismi ile çağırmak meşhur olmamıştır. Bunun için hacıya hacı demek bid'at değildir.

Hacılarla ilgili hadis-i şeriflerden birkaçı şöyle:
(Hacı, ehlinden ayrılıp da 3 gün yol gidince, doğduğu günkü gibi günahsız olur.) [Ebu Davud]

(Bir hacı ile karşılaşınca, ona selam ver, onunla müsafeha et, eve girmeden önce, senin için dua, istiğfar etmesini iste; çünkü hacı, mağfiret olmuş kimsedir.) [Taberani]

(Hacı, Allah yolundadır. Hac yolunda sarf ettiği mal için bire 700 sevap alır.) [Taberani]

(Kim, bir hacıyı techiz etse, aile efradına sahip çıksa, onunla aynı sevaba kavuşur. Diğerinin sevabından da hiçbir eksilme olmaz.) [Beyheki]

(Hacı, yakınlarından 400 kişiye şefaat eder.) [Ramuz]

Hacıya hacı demekte mahzur olmadığı gibi, hacı olmayan birine de ikram için "hacı amca", "hacı dayı" “hacı teyze” demekte de mahzur yoktur.

HACDA GÜNAH İŞLEMEK
Sual: Bu yıl Allahü teâlâ nasip etti hacca gittim. Çok kalabalık olduğu için kadın erkek birbirine girmişti. Zaman zaman baş örtüleri açılıp saçları görülüyor. Kadın düşmemek için, rastgele erkeklerin el ve kolundan tutuyor. Erkekler ihramlı olduğu için, cildleri temas etmiş olur. Bazı hocalara sordum. "Bu mübarek yerlerde günah olmaz. Hem burada günah işlense de Allah affeder" dediler. Hacda günah olmaz mı?
CEVAP
Herhangi bir günahı hacda işlemek daha büyük günah olur. "Günah olmaz" demek insanı küfre düşürür. Böyle söyleyen kimselerin derhal tevbe etmeleri gerekir.

Bir kadının, tavafta, sayde ve taş atarken, erkeklerin arasına karışması haramdır ve haccın sevabını giderdiği gibi büyük günaha girer.

Büyük âlim İbni Hacer-i Mekki hazretleri buyuruyor ki:
Kâbe’ye hürmetsizlik etmekten ve orada işlenmesi yasak edilen şeyleri helal saymaktan sakınmalıdır! Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(9 büyük günahtan biri Kâbe’nin hürmetini ihlal edip haram edilen şeyleri helal saymaktır.) [Hakim] [Meşhur bir haramı helal sayan kâfir olur.]

Kur'an-ı kerimde de mealen buyuruldu ki:
(Mescid-i haramda zulüm ile ilhada yeltenenlere elim [çok acı] azap tattıracağız.) [Hac 25]

İbni Abbas hazretleri, (Buradaki ilhad, haramı helal kabul etmektir) buyurdu.
İlhad, zulme temayüldür. Her günah zulümdür. Nitekim Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki: (Muhakkak ki şirk, en büyük zulümdür.) [Lokman 13]
Şirk kâfirlik olduğu için en büyük zulümdür.

Haremde yapılan iyiliğin mükafatı kat kat olduğu gibi, kötülüğün de cezası iki mislidir. Haremde günah işlemek, diğer yerlerde günah işlemekten daha çirkindir. Hadis-i şerifte, (Haremde zulme meyleden elim azaba maruz kalır) buyuruldu. (Bezzar)

Haremde kötülük yapmaya karar veren, o kötülüğü işleyemese bile günaha girer. Mekke dışındaki küçük günahlar, Mekke’de işlenirse büyük sayılır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Haremde ilhad eden, zulme meyleden, cin ve insanların günahlarının toplamından daha fazla günah işlemiş olur.) [İ.Ahmed]

ZEMZEM İÇMEK
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Zemzem, doyurucu ve hastaya şifa vericidir.) [Bezzar]

(Zemzemi, belalardan korunmak niyeti ile içeni Allahü teâlâ korur.) [Hakim]

Abdullah ibni Mübarek hazretleri, (Resulullah, “Zemzem, içildiği niyete göre faydalı olur” buyurduğu için bende kıyamette susuzluktan kurtulmak için zemzemi içiyorum) derdi. (İbni Mace)

İbni Abbas hazretleri de, zemzem içerken (Ya Rabbi senden faydalı ilim ve bol rızık ve her türlü hastalıktan şifa istiyorum) diye dua ederdi.

Zemzemle ilgili sünnetler:
1- Veda tavafını yapıp tavaf namazını kıldıktan sonra bol bol zemzem içmek ve dökülmek.
2- Zemzemi Kâbe’ye karşı ayakta ve Beytullaha bakarak içmek.

Seyyid Abdülhakim Arvasi hazretleri buyuruyor ki:
1- Zemzem her içilişte kaburga kemikleri şişinceye kadar içilmeli.
2- Zemzem yalnız içilmeli, yemeklerde dahi kullanılmamalı.

Sulu zemzem
Sual: Zemzem azaldıkça, içine su ilave ederek, çoğaltmakta mahzur var mıdır?
CEVAP
O zaman, sulu zemzem olur. Su çok konmuşsa, zemzemli su olur. Zemzem özelliği azalır. İçine su ilave etmeden içmelidir.

NAFİLE HAC ve UMREDEN DAHA KIYMETLİ OLAN
Sual: Hacca gittim. Fakat tekrar nafile olarak gitmeyi düşünüyorum. Nafile hac ve umre mi daha sevap, yoksa fakirlere sadaka vermek mi?
CEVAP
Her ikisi de nafiledir. İmam-ı Rabbani hazretleri, (Nafile, farzın yanında denizde damla bile değildir) buyuruyor. O halde farz olan bir ibadeti yapmaya çalışmalıdır. İbni Âbidin hazretleri, hac bahsinin sonunda buyuruyor ki:
(Yazı ve propaganda ile [Doğru yazılmış din kitabı vererek veya Medya ile] İslamiyet'e hizmet etmek, nafile hacdan ve umreden daha sevaptır. Böyle cihad hizmeti olmayan için, memleketinde fakir, muhtaç ve salihlere, seyyidlere ve Ehl-i sünnet bilgilerini yayanlara para yardımı etmek, nafile haclardan, cami, Kur'an kursu ve benzeri hizmetleri yapmaktan daha sevaptır.)

Sual: Cami, Kur’an-ı kerim kursu ve benzeri İslam’a faydası olan işleri yapmak, nafile hac ve umreden daha mı sevaptır?
CEVAP
Evet. Nafile hac ve umre yaparken harcanan paralar, müslüman muhtaçlara veriliyorsa, nafile hac ve umre yapmak, kendi memleketinde sadaka vermekten daha efdal olur. Çünkü, hem mal ile, hem de beden ile ibadet yapılmaktadır. Ancak, Abdullah-i Dehlevi hazretleri buyuruyor ki:
(Hacda bir farzı veya vacibi özürsüz terk etmemeli veya haram, mekruh işlememeli. Aksi halde, nafile hac ve umre yapmak sevap değil günah olur.) [Makâmâti mazheriyye, m.26]

FARZIN YANINDA NAFİLENİN KIYMETİ
Sual: Hacda ölmekten korkuyorum. Hacca gitmek yerine, bir hayır kurumuna yardım eden, aynı sevaba kavuşur mu? Bu uygun değilse haccın kabul olması için nelere dikkat etmeli?
CEVAP
Bir kimse, hacca gitmeyip onun yerine, bin tane cami, bin tane okul, bin fakire ev yaptırsa, hacca gitme sevabı alamaz. Zekat vermeyip onun yerine, bin tane cami, bin tane okul yaptırsa, bir kuruşluk zekat borcunu ödemiş olmaz. Namaz kılmayan kimse de, bir vakit namaz yerine, bin tane cami, bin tane okul yaptırsa, bir vakit namaz sevabına kavuşamaz, bir vakit borcu ödenmiş olmaz.

İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
(Farz ibadetin yanında nafile ibadetlerin hiç kıymeti yoktur. Deniz yanında damla kadar bile değildir. Melun şeytan, bazı kimseleri aldatarak farzları küçük gösteriyor. Nafileye önem verdiriyor. Zekat verdirmeyip, nafile sadakaları güzel gösteriyor. Halbuki, zekat niyetiyle fakire bir altın vermek, yüz altın sadaka vermekten daha sevaptır. Çünkü zekat vermek farzı yapmaktır.)

Farz haccı yaptıktan sonra, nafile hacca gitmeyip onun yerine yakınlarına, fakirlere yardım etmek elbette çok sevap olur. Farz olan hacca gitmeye çalışmalıdır! Bir defa farz olan haccı yapmak, yirmi defa Allah yolunda savaşmaktan daha sevaptır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Hac, suyun kirleri temizlediği gibi, günahları yok eder.) [Taberani]

Kabul olan hac, kılınmamış namazların, tutulmamış oruçların, verilmemiş zekatların günahlarının affına sebep olmaz. Bunları geciktirme günahlarının affına sebep olur. Kul borçları da verilmedikçe veya helalleşilmedikçe ödenmiş olmaz. Kul ve Hak borcundan başka günahlar affedilir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Arafat’ta vakfeye durup da günahlarının affedilmediğini zanneden mümin, büyük günaha girmiş olur.) [Hatib]

Haccın kabul olması için, haccın farzlarını, vaciplerini ve sünnetlerini yapmaya çalışmalı, niyeti düzeltmeli, riya karıştırmamalı, ihlasla hareket etmeli ve helal para ile hacca gitmelidir! Ticareti, dünyalık işleri, hac işine karıştırmamalı, borçları varsa ödemeli, hak sahipleri ile helalleşmeli, günahlarına tevbe etmelidir! Bunlara riayet edilerek yapılan hac makbul olur. İki hadis-i şerif meali:
(Hac edin ki, muhtaç olmayın! Sefere çıkın ki sağlığa kavuşun!) [Şir’a]

(Hac zenginliğe, zina fakirliğe sebep olur.) [Taberani]

Hacca giden, başkalarına sıkıntı vermediği gibi, onlardan gelecek sıkıntılara da katlanmalı, yumuşak davranmalıdır! Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Yumuşak davranmayan hayır yapmamış olur.) [Müslim]

Sert, kırıcı olmaktan da kaçmalıdır! Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Sertlikten, çirkin şeyden sakının! Yumuşaklık insanı süsler, çirkinliği giderir.) [Müslim]

Hacca giderken orada ölmekten korkmamalıdır! Hatta hac yolunda ölmeyi ganimet bilmelidir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Hacca giderken veya gelirken ölenin, bütün günahları af olur. O kimse, hesaba çekilmeden ve azap görmeden Cennete girer.) [İsfehani]

Denizde damla değil
Sual: Bazıları, “Hacca gitmek yerine o parayı muhtaç bir fakire vermek hacca gitmekten iyidir. Adak kurbanını kesmek yerine parasını bir fakire vermek kurbanı kesmekten daha iyidir” diyorlar. O zaman hiç hacca gitmemek ve hiç kurban kesmemek mi gerekiyor?
CEVAP
Kurban diye adanınca, onu ilk kurban bayramında kesmek gerekir. Kesilmezse artık bir daha kesilmez. Kurban demeyip adak denirse, her zaman kesilebilir.

Fakire yardım etmek sadaka vermek adak yerine geçmez. Sadaka vermek veya yoksullara yardım etmek, hac yerine geçmez. Böyle söyleyenlerin ya dinden haberleri yok veya kasıtlı olarak ibadetleri bozmak için böyle şeyler uyduruyorlar. Hac farzdır, sadaka nafiledir. Kurban vaciptir, sadaka nafiledir. Nafile vacibin ve farzın yerine geçmez. Fakire yardım etmek nafile ibadettir. Hac ise farzdır. Kurban ise vaciptir. Adak da vaciptir. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
(Farzın yanında nafilenin hiç kıymeti yoktur. Deniz yanında, damla bile değildir.)

İnandığın gibi yaşamazsan, yaşadığın gibi inanmaya başlarsın. Bunun için Hazret-i Ömer buyuruyor ki:
(Dininizi doğru öğrenip, buna uygun yaşayın. Yoksa yaşadığınızı din zannedersiniz.)

HACDA MEZHEP TAKLİDİ
Sual: Hacda kadınlara dokunup günah işlememek için, bazı farzları terk etmek gerekir mi?
CEVAP
Haram işlemeden farzı yapmaya çalışmalıdır.

Sual: Diş dolgusu sebebiyle Maliki'yi taklit edenin, haccı da Maliki’ye göre yapması gerekir mi?
CEVAP
Hayır. Sadece guslü, abdesti ve namazı Maliki’ye uygun olması gerekir.

Sual: Hacca giden, dişten dolayı Şafii mezhebini taklit ediyor. Yabancı olan karşı cinse dokununca abdesti bozuluyor. Ne yapması lazım?
CEVAP
Hac süresince Maliki mezhebini taklit ederse abdesti bozulmuş olmaz.

Sual: Hacca giden bir Şafii, kadınlara dokunma ihtimali çok olduğu için abdestli bulunması zordur. Bu durumda Hanefi’yi taklit etmesi caiz midir?
CEVAP
Evet.

Sual: Şafii mezhebindeyim, inşallah bu sene hacca gideceğim. Kadınların eline dokununca abdestimiz bozuluyor. Ağzımda dolgu dişim de var. Hanefi mezhebini taklit etmeme de imkan yok. Ne yapmam lazım?
CEVAP
Hanefi yerine Maliki’yi de taklit edebilirsiniz. Maliki’de de kadınlara şehvetsiz dokunulunca abdest bozulmaz.

Sual: Diş dolgusu sebebiyle Maliki’yi taklit edenin, haccı da Maliki’ye göre yapması gerekmez diye sitede yazılıdır. Peki Hanefi’ye göre guslü olmayan kimse nasıl cünüp tavaf yapacaktır?
CEVAP
Cünüp tavaf edilmiyor ki. Bir mezhebin bir kısmını taklit, her konuda tamamen o mezhebe uymak demek değildir. Diş dolgusundan dolayı Maliki’yi taklit eden kimse, sadece gusülde, abdestte ve namazda taklit eder. Çünkü bunlar birbirine bağlıdır. Oruçta, zekatta, hacda, nikahta, talakta, kurbanda, adakta, diğer işlerde o mezhebi taklit etmek gerekmez. Guslederken, abdest alırken Maliki’yi taklit ettiğimiz için guslümüz ve abdestimiz vardır. Bu abdestle tavaf ediyoruz. Bu abdestle de, abdestli yapılacak diğer işleri yaparız. Mesela Kur’an okuruz, camiye girebiliriz, tilavet secdesi yapabiliriz. Çünkü abdestimiz vardır.

HACLA İLGİLİ SIK SORULAN SORULAR
Sual: Hac vakti ne zamandır?
CEVAP
Hac vakti, arefe ve bayram günleri olmak üzere, beş gündür.

Sual: Hacda 15 günden fazla kalan, mukim olup kendisine kurban kesmesi vacip olacağı için, bayram kurbanını kestirmek üzere telefonla Türkiye’deki bir yakınına vekalet verip kestirebilir mi?
CEVAP
Bayram kurbanını vekaleten Türkiye’de kestirmesi caizdir.

Sual: Şükür kurbanını da vekaletle Türkiye’de kestirmek caiz mi?
CEVAP
Şükür kurbanı Mina’da kesilir. Mekke’de bile kesilmez.

Sual: Bu sene hacca giderken, Ankara’da ihramı giydik. Hacca gidemeyince çıkarmak mecburiyetinde kaldık. İhramı çıkarmanın cezası nedir?
CEVAP
Mikâttan önce çıkarınca, ceza icap etmez.

Sual: İhramı kefen yapmak ve kefeni zemzemle yıkamak caiz midir?
CEVAP
İhramı kefen yapmak caizdir. Kefeni zemzemle yıkamak ise, Hanefi’de caiz, Şafii’de haramdır.

Sual: Haccı ertelemek olur mu? Haram para ile hacca giden, hac borcundan kurtulur mu?
CEVAP
Üzerine hac farz olan kimseye, haccı ertelemek, Şafii’de ve imameyne göre caiz, diğer üç mezhepte caiz değildir. O sene gitmez ise, günah olur. Sonraki senelerde hacca giderse, erteleme günahı af olur. O sene, hac yolunda ölürse hac sâkıt olur.

Haram para ile hacca gidenin haccı Hanbeli’de sahih olmaz, diğer üç mezhepte, günahkâr olsa da haccı sahih olur, yani hac borcundan kurtulur.

Sual: Bazı hacılar hiç iyi örnek olmuyorlar, niye böyle?
CEVAP
Ahir zamanda ibadet edenler azalacak, ibadet edenlerin de ibadetlerinde çeşitli noksanlıklar bulunacaktır. Bugün ticaret için, yankesicilik için hacca gidenler yok mudur? Dünya gittikçe bozulacaktır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Bir zaman gelir ki, hacca, sultanlar [devlet başkanları] gezi için, zenginler ticaret, fakirler dilenmek, din görevlileri de gösteriş için giderler.) [Hatib]

Sual: Müslümanlardan veya kâfirlerden ayakbastı parası almak haram mıdır?
CEVAP
Evet haramdır.

Sual: İhramlı iken saçını kazıtmak sünnet midir?
CEVAP
Vaciptir. İhramdan çıkmadan önce, başın en az dörtte birini ustura ile tıraş ettirmeli veya en az 3 cm, kendisi veya başkası kırkmalı. Berber veya ustura bulamamak özür sayılmaz. Kadın, saçını tıraş etmez. Makasla biraz keser.

Sual: Hacda bayanlarla aynı hizada namaz kılmak zorunda kalacağız. Kâbe’de kadınlarla beraber aynı hizada namaz kılmak caiz midir?
CEVAP
Evet caizdir.

Sual: (Haccı kabul olanın, kul ve Hak borçlarından başka bütün günahlar affedilir) diyorsunuz. İnsanın ya kul borcu veya Hak borcu olur. Başka ne günah olur ki de, diğer günahlar tabirini kullanıyorsunuz?
CEVAP
Kabul olan hac, namaz, oruç ve zekat borçlarının affına sebep olmaz. Bunları geciktirme günahlarının affına sebep olur. Kul borçları da verilmedikçe veya helalleşilmedikçe ödenmiş olmaz.

Diğer günahlar çoktur. Kabul olan hac, içki içmek, yalan söylemek, kumar oynamak, cünüp gezmek, domuz eti gibi haram yemek, açık gezmek, harama bakmak, müzik dinlemek, haset etmek, ipek giymek gibi birçok günahlar vardır. Kabul olan hac bu günahların affına sebep olur.

Sual: Zamanımızda ne kadar parası olana hac farzdır mesela ailesinin yanında kalan bir bekâr erkek eğer hacca gidecek ve gelecek kadar parası var ise hac buna farz mıdır?
CEVAP
Haccın eda şartları bulunan kimsede vücub şartları da varsa hac farz olur. Vücub şartlarından birisi de, geçim ihtiyacından fazla olarak hacca götürüp getirecek ve varsa geride kalan kimselere yetecek kadar, helal parası olmak.

Sual: Revakların ikinci katına çıkarak Kâbe-i şerifi tavaf etmek caiz midir?
CEVAP
Caiz değildir.

Sual: Vekaleten hacca gitmiş olan fakire, hac farz olur mu?
CEVAP
Evet.

Sual: Görevle hacca giden fakir, zengin olunca, tekrar gider mi?
CEVAP
Farza niyet edince gitmez, nafileye niyet edince gider.

Sual: Hacca giden, hilali görse, Suudların yanlışını anlasa, ertesi günü Arafat’a çıkması lazım mı?
CEVAP
Elbette.

Sual: Hacılar, ifrad hacca niyet etse, şükür kurbanı kesmez mi?
CEVAP
Kesmez.

Sual: Hac yapanın bütün günahları af olur mu?
CEVAP
Kul hakkı ve kaza borcu af olmaz. Tehir günahı af olur.

Sual: Kâbe-i şerifi yedi kere dönmek bir tavaf mı?
CEVAP
Evet.

Sual: Hac mevsimi haricinde umre yapan fakire hac farz olur mu?
CEVAP
Hac farz olmaz.

Sual: Geçen sene, hacda kesemediğim şükür kurbanının kazası olarak şimdi on gün oruç tutmam lazım mı?
CEVAP
Evet.

Sual: Falcılığa tevbe ettim. Bu parayla hacca gitmem caiz mi?
CEVAP
Evet.

Sual: Sâkin olunan yerden hacca vekil gönderilir. Babam İzmit’te hastalanıp İstanbul’a gelince öldü. İstanbul’dan vekil gönderilir mi?
CEVAP
Evet.

Sual: Hacda mukim olan, kurbanını kestirmek üzere telefonla Türkiye’deki bir yakınına vekalet verse caiz olur mu?
CEVAP
Evet.

Sual: İhramlı iken düşmanı öldürmek caiz mi?
CEVAP
Evet.

Sual: Kardeşim, şu parayı al hacca git dedi. Hayır dedim günah mı?
CEVAP
Günah olmaz.

Sual: Her umrede şükür kurbanı kesilir mi?
CEVAP
Bir umrede yapılması gereken, her umrede yapılır.

Sual: Zengin hanımı tarafından, yol masrafı karşılanan fakir erkek, hanımını hacca götürmeye mecbur mu?
CEVAP
Hayır.

Sual: İhramlı iken, dikişli terlik giymek caiz mi?
CEVAP
Evet.

Sual: Nafile hacca başlayıp terk eden, başka sene hacceder mi?
CEVAP
Hayır. Hac bir kere farzdır.

Sual: Hacda, bir özürle taş atamayan, yerine vekil tayin eder mi?
CEVAP
Hayır.

Sual: İhramı iki omuza da sarmakta mahzur var mıdır?
CEVAP
İhram, peştamal gibi, iki beyaz bez olup, biri belden aşağı sarılır, öteki de omuzlara sarılır. Tavafa başlarken sağ koltuk altından geçirilir. (Cevhere)

Sual: Hacda bedava bozuk, sapık kitaplar dağıtıyorlar. Ne yapalım, imha edelim mi?
CEVAP
Evet.

Sual: İhramımı, kefen yapmam caiz mi?
CEVAP
Evet.

Sual: Fakirim. Beni vekil edene (Hacca gidince, bana da hac farz olur. İkinci seneki hac paramı da verirsen giderim) demek caiz mi?
CEVAP
Evet.

Sual: Haccımın sahih olmadığını zannediyorum. Tekrar hacca gidince, farz olan hacca diye niyet etmem caiz mi?
CEVAP
Evet.

Sual: Hacda şükür kurbanı kesemeden ölenin yerine velisi keser mi?
CEVAP
Vasiyet etmiş ise kesmek lazım olur.

Sual: Zengin veya fakir a’ma hac yapsa, farz sevabı alır mı?
CEVAP
Hayır.

Sual: Nafile hac, abdestin sünnetinden efdal demek, farzı nafile olarak yapmak, sünneti yapmaktan daha sevap, manasına gelir mi?
CEVAP
Evet.

Sual: Hacca gitmek yerine ülkedeki fakirleri doyursam olur mu?
CEVAP
Olmaz.

Sual: Kayınvalidem demişti ki, (yabancı ülkede çalışıp kazanılan para haram olur. Bu para ile hacca bile gidilmez.) Böyle şey var mı dinimizde?
CEVAP
Yok öyle bir şey. Yabancı ülkede çalışıp kazanılan para haram olmaz.

Sual: Hacda kurban kesmek farz mıdır?
CEVAP
Vaciptir.

Sual: Erkeklerin dikişli sandalet ve kemer giymeleri uygun mudur?
CEVAP
Evet.

Sual: Riyâllerde İslam harfleriyle yazı var. Hacda, içinde riyâl bulunan keseyi bacak arasına sarkıtmak caiz mi?
CEVAP
Zaruret kadar caiz olur.

Sual: Bu yıl hacca gidiyorum. Kâbe’yi görünce dua kabul oluyormuş. Kâbe’yi görünce nasıl dua edelim? “Ya Rabbi, yapacağım bütün dualarımı kabul et” diye dua etmek uygun mu?
CEVAP
Biz bilmeden kendimiz için zararlı olacak dua da edebiliriz. Malın çokluğu, ömrün uzunluğu gibi şeyler hayırlı olacaksa istenmelidir. Bunu da biz bilemeyiz. Onun için dua ederken, (Ya Rabbi, yapacağım bütün hayırlı dualarımı kabul et) demeli.

Kâbe’yi görünce ve zemzem içerken, (Ya Rabbi imanla ve şehid olarak ölmeyi nasip eyle) denebilir. En uygunu da (Hakiki imana kavuştur) diye dua etmelidir. Çünkü hakiki imana kavuşunca artık imansız ölme tehlikesi yoktur.

Sual: Zengin, hacca gitmeyi ertelese, sonra da fakir olsa, hacca gitmesi yine farz mı?
CEVAP
Hac farz olduktan sonra mal elden çıksa da, affolmaz. Yani yine hacca gitmesi gerekir. Hacca gidemeden ölürse, yerine vekil gönderilmesi için vasiyet eder.

Sual: Kadın, kocasının izni olmadan, hacca gidemez mi?
CEVAP
Kadın, kocasının izni olmadan nafile hacca gidemez; fakat kocası, hanımının mahremiyle, farz olan hacca gitmesine mani olamaz

Sual: Hacda ihramlı iken koku sürünmek yasaktır. Ancak ihram giymeden koku sürünse sonra ihramlı iken bu kokuları etrafa saçsa, yahut, yasak olmasına rağmen başkası ihramına koku sürse, biz de onu kucaklayınca falan bize de koku geçse yahut, Kâbe-i şerife dokununca elimize koku geçse, ceza lazım olur mu?
CEVAP
Hayır ceza lazım olmaz. Yasak olan bizzat kendimizin sürmesi veya başkasına (bu kokuyu bana sür) demektir.

Hac ve örtünmek
Sual: Hacdan gelen kadının örtünmesi şart mıdır?
CEVAP
Hacla örtünmenin bir ilgisi yoktur. Yalnız hacdan gelen kadının değil, her Müslüman kadının örtünmesi farzdır. Büluğa erince, örtünmek şart olur. Açık gezmek haram olur. Günah işleyenin ibadetleri, mesela namazı, haccı, orucu sahih olursa da, vaat edilen büyük sevablara kavuşamaz. Namaz, hac ve oruç borcundan kurtulur. Ahirette niye bu ibadetleri yapmadın diye sormazlar, niye açık gezdin, niye şu günahları işledin diye sorarlar.

HACLA İLGİLİ KELİMELER ve MANALARI
Afaki: Mikât sınırlarının dışından gelen hacılar.

Altın Oluk: Kâ’be’nin Hatimin karşısındaki kuzey duvarının üst orta kısmındaki yağmurları akıtan oluk.

Arafat:Mekke-i mükerremenin güney doğusunda vakfenin yapıldığı yer.

Bab-ı Cibril: Peygamber efendimizin Medine-i münevverede inşa ettiği mescidin doğu tarafındaki kıbleye yakın olan kapısı.

Bab-ür Rahme: Rahmet Kapısı. Medine’de Peygamber efendimizin yaptırdığı mescidin batı duvarındaki kuzey köşesine yakın olan kapısı.

Bab-üs-Selam:
1. Mescid-i Haram’ın doğu tarafına açılan, Bab-ı Şeybe de denilen kapı.
2. Mescid-i Nebi’nin batı duvarında kıbleye yakın olan Bab-ı Mervan olarak da bilinen kapı. Mescid-i Nebi’nin beş kapısından en büyüğü ve en süslüdür.

Bab-üt-Tevessül:
1- Mescid-i Nebi’nin kuzeye açılan kapısı.
2- Hicretin ikinci senesi Receb ayında, kıblenin Kudüs’ten Kâbe’ye dönmesi emrolunca, mescidin Mekke’ye karşı olan kapısı kapatılıp, karşısına, Şam tarafına yeni bir kapı açıldı. Şimdi bu kapıya Babüt-Tevessül deniyor.

Bedel: Başkası adına hac eden vekil.

Cebel-i Rahme: Arafat ovasının ortasındaki tepe. Rahmet dağı demektir.

Cebel-i Sevr: Peygamberimizin Mekke’den Medine’ye hicret ederken ilk sığındığı yer.

Cem-i takdim: Vakti girmemiş bir namazı, vakti giren bir namazla beraber kılmaktır. Hanefi’de yalnız hac mevsiminde Arefe günü Arafat’ta, öğle ve ikindi, öğle vaktinde kılınır.

Cem-i tehir: Vakti çıkan namazı, vakti giren namazla birlikte kılmaktır. Hanefi’de yalnız hac mevsiminde Arefe günü Müzdelife’de akşam, yatsıyla yatsı vaktinde kılınır.

Cemreler: Minâ’da birbirine birer ok uzaklıkta bulunan üç taş kümesidir. Bunlardan birincisine Cemre-i Ula, ikincisine Cemre-i Vusta, üçüncüsüne Cemre-i Akabe denir.

Eshâb-ı fil: Bir çok fil ile Mekke’yi yıkmaya gelen Yemen Valisi Ebrehe’nin ordusu.

Cennet-ül Mu’allâ: Mekke’deki kabristanın ismidir. Hazret-i Hatice ve bazı Sahabe-i kiram buradadır.

Eyyam-ı Teşrik: Zilhiccenin 11,12 ve 13. günleridir. Kurban bayramının arefesinin sabah namazından, dördüncü günün ikindi namazına kadar, 23 farz namazın akabinde, tekbir-i teşrik okunur. Yani teşrik tekbiri getirilen günler, Arefe, bayram ve eyyam-ı teşrik denilen üç gündür, hepsi beş gün ediyor. İlk güne Arefe, ikinci güne bayram, diğer üç güne de, eyyam-ı teşrik deniyor.

Fidye: Yaşlanıp ölene kadar Ramazan veya kazaya kalmış oruçlarını tutamayanın veya iyi olmasından ümit kesilen hastanın (zengin ise) tutamadığı oruç karşılığında fakirlere vermesi gereken bedel.

Hac Ayları: Şevval, Zilkade ayları ile Zilhiccenin ilk on günüdür.

Hac Vakti: Arefe ve bayram günleri olmak üzere beş gündür.

Hacc-ı Asgar: Umre

Hacc-ı ekber: Farz olan hac. Haccetül-İslam da denir.

Hacer-ül Esved: Kâ’benin doğu köşesinde Cennetten gelen parlak siyah taş.

Hatim: Kâbe’nin kuzey duvarı hizasında yarım daire şeklinde duvarcık ile Kâbe arasında kalan yer. İsmail aleyhisselam ve annesi Hazret-i Hacer’in kabri buradadır.

Hervele: Safâ ve Merve arasında sa’y yapılırken yeşil direkler arasında süratli ve çalımlı yürümek.

Hira Mağarası: Cebel-i hira, Cabel-i nur dağındaki mağara. Peygamber efendimize ilk vahiy bu mağarada indi.

Hil: Harem bölgesi ile mikât sınırları arasında kalan yerlerdir.

Hücre-i Saadet: Medine-i münevverede Peygamber efendimizin kabr-i şerifi. (Burada Hazret-i Ebu Bekir ve Hazret-i Ömer de medfundur.)

İhram: Hac ve Umrede kuşanılan iki parça örtüdür. Ayrıca, hac veya umre için niyet etmeye ve telbiyeye de ihram denir.

İstilam: Hac ve umrede Kâbe’yi tavafa başlarken veya tavaf sırasında Hacer-ül-esved önüne gelindiğinde, elleri namaza durur gibi kaldırıp tekbir, tehlil getirerek, (Allahü ekber, lâ ilahe illallahü vallahü ekber) diyerek onu selamlamak. El sürülemiyorsa, uzaktan elleri kaldırıp işaret yapmak.

İzar: İhramlının belden aşağıya doladığı örtü. Belden üst kısmını örtene de rida denir.

İztiba: Ridanın bir ucunu sağ koltuk altından geçirip sol omuz üzerine atmak. Böylece sağ omuz ve kolu ihramın dışında bırakmaktır. Remel yapılması gereken tavafların bütün şavtlarında iztiba sünnettir. Tavaf bitince omuz örtülür. Tavaf namazı omuz örtülü olarak kılınır. Remel yapılan tavaflar dışında hiçbir zaman iztiba yapılmaz.

Kubbe-i Hadra: Peygamber efendimizin kabrinin üzerindeki yeşil kubbe.

Makam-ı İbrahim: Hazret-i İbrahim’in Kâbe’yi inşa ederken ve insanları hacca davet ederken üstüne çıktığı taşın bulunduğu yer.

Mekki: Mekke’de ve Mikât sınırları içinde ikamet eden kimseler.

Menâsik: Hacla ilgili fiil ve ibadetler.

Merve: Sa’yin yapıldığı iki tepeden biri. Sa’y Safâ ve Merve tepeleri arasında yapılır.

Mes’a: Sa’yin yapıldığı yer. Safâ ve Merve arası.

Mescid-i Haram: Beytullahın etrafındaki Mesciddir.

Mescid-i Hif: Yetmiş peygamberin namaz kıldığı Minâdaki mesciddir.

Mescid-i Kıbleteyn: Peygamber efendimiz Medine-i münevverede öğle veya ikindi namazında iken kıblenin Kudüs’ten Kâbe’ye dönülmesi emrinin geldiği mescid.

Mescid-i Kuba: Peygamberimizin hicret ederken, Medine yakınında Kuba köyünde yaptırdığı mescid.

Meş’ar-il Haram: Müzdelife’de bir tepe. Müzdelife vakfesinin bu tepede yapılması sünnettir.

Mikât: Afakilerin ihrama girdikleri yerler ki, Mekke’ye en uzağı, Zülhuleyf’e en yakın yerlerdir.

Minâ: Mekke ile Müzdelife arasında, Harem sınırları içinde bulunan bir bölge. Hacıların cemreleri taşladıkları ve kurban kestikleri yer.

Muhasser Vadisi: Minâ ile Müzdelife’yi birbirinden ayıran ve hacıların Minâ’ya giderken durmamaları gereken yer. Burası Eshab-ı filin durak yeri idi.

Mültezem: Kâbe’nin kapısı ile Hacer-ül Esved arasında kalan Kâbe duvarında birkaç taştır.

Müzdelife: Arafat ile Minâ arasında kalan, Adem aleyhisselamla Havva validemizin yeryüzünde ilk buluştukları yer. Haccın vaciplerinden müzdelife vakfesi burada yapılır.

Nafile: Farz ve vacip ibadetlerinin dışında sünnetler de dahil olmak üzere yapılan ibadetler.

Niyet: Niyetin sözlük manası: Bir şeye kalben azim, kasd ve ona yönelmekten ibarettir. Fıkıhta ise: Allah rızasını kazanmak için ilahi bir emri yerine getirmekte kalben ona yönelmek demektir.

Nüsük: Hac ve umrede yerine getirilmesi lazım olan işlerden herbiri, ibadet.

Remel: Erkeklerin, tavafın ilk üç şavtında kısa adımlarla koşarak ve omuzları silkerek çalımlı ve süratli yürümeleri. Devamında sa’y yapılacak tavaflarda, remel yapılması sünnettir. Sonunda sa’y yapılmayacak tavaflarda remel yapılmaz.

Rida: İhramlının belden üst kısmına örttüğü dikişsiz örtü.

Rükn-i Hacer-il Esved: Kâbe’nin Hacer-il Esved tarafındaki köşesi.

Rükn-i Iraki: Kâbe’nin Bağdat’a karşı olan köşesi.

Rükn-i Şami: Kâbe’nin Şam’a karşı olan köşesi.

Rükn-i Yemani: Kâbe’nin Yemen tarafında olan güney köşesidir. Burası da Hacer-ül esved gibi selamlanır.

Sa’: Hacim ölçen bir ölçek. 1 Sa’ 4,2 litre buğday alan bir hacim ölçüsü birimi ki 3500 gram kadardır.

Sa’y: Safâ’dan başlayarak Merve’ye, Merve’den Safâ’ya dört gidiş, üç geliş.

Safâ: Sa’yın başladığı tepe.

Salevat-ı Şerife: Peygamber efendimiz için okunan dualar. Allahümme Salli ve Allahümme Barik duaları.... “Allahümme Salli ala Seyyidina Muhammedin ve alâ âli Seyyidina Muhammed....” demek.

Şavt: Tavafta Hacer-ül-esvedden başlayıp Kâbe’nin etrafında dönüp tekrar aynı hizaya gelmek. Sa’yda Safâ’dan Merve’ye, Merve’den Safâ’ya bir kere gitmek. Her sa’y ve tavafta 7’şer şavt vardır.

Şebeke-i Saadet: Hücre-i Saadetin dış duvarı etrafına yerden Mescid-i Nebi’nin tavanına kadar yükselen demir parmaklık.

Tavaf: Kâbe’nin etrafında, Hacer-ül-esvedden başlayıp Kâbe sola alınarak yedi kere dönmektir.

Tavaf-ı Kudum: Mekke’ye varınca, yapılan ilk tavaf, Afakiler için sünnettir.

Tavaf-ı Nafile: Mekke-i mükerremede bulunanların vakit vakit yaptıkları nafile tavaf.

Tavaf-ı Sadr: Hac esnasında cemrelerin taşlanması bittikten sonra Minâ’dan Mekke’ye gelindiğinde yapılan tavaf. Tavaf-ı Veda da denir. Hac vazifeleri bununla sona erer.

Tavaf-ı Umre: Umreye niyet edenin yaptığı tavaf. Yedi şavt.

Tavaf-ı Veda: Tavaf-ı Sadr.

Tavaf-ı Ziyaret: Arafat’tan indikten sonra, kurban bayramı günlerinde yapılan tavaf. Tavaf-ı ifâda da denir.

Tavaf-ül ifâda: Tavaf-ı Ziyaret

Tehlil: “La ilahe illallahü vahdehü la şerike leh lehü’l-mülkü ve lehü’l-hamdü ve hüve ala külli şey’in kadir” demek.

Tekbir: “Allahü ekber, Allahü ekber. La ilahe illallahü vallahü ekber. Allahü ekber ve lillahi’l hamd” demek.

Telbiye: Lebbeyk, Allahümme lebbeyk, lebbeyk lâ şerîke leke lebbeyk. İnnelhamde venni’mete leke vel-mülke lâ şerîke lek.

Tetavvu': Nafile ibadet.

Terviye günü: Zilhiccenin 8. günü. Bugün Minâ’ya çıkmak ve geceyi orada geçirmek sünnettir.

Udhiye: Kurban bayramında Allah rızası için kesilen vacip kurban.

Umre: Hac zamanı olan beş günden başka, senenin her günü, ihram ile yapılan, tavaf ve sa’y yapmak ve saç kazımak veya kesmektir.

Vadi-yi Urene: Arafat ovasında bir vadi. Arefe günü Arafat’ın Vadi-yi Urene denilen yerinden başka herhangi bir yerinde öğle ve ikindi namazlarından sonra vakfeye durmak, haccın farzlarındandır.

Vakfe: Durma. Arefe günü Arafat’ın Vadi-yi Urene denilen yerinden başka herhangi bir yerinde, öğle ve ikindi namazlarından sonra bir miktar durmak. Bu farzdır.

ARAPÇA - TÜRKÇE KILAVUZ

ED DAMÂİR - ŞAHIS ZAMİRLERİ
Ene Ben
Enti Sen [kadın]
Ente Sen [erkek]
Hiye O [kadın]
Hüve O [erkek]
Nahnü Biz [Kadın ve Erkek]
Entüma İkiniz [Kadın ve Erkek]
Hüma O İkisi [Kadın ve Erkek]
Entünne Siz [Kadınlar]
Entüm Siz [Erkekler]
Hünne Onlar [Kadınlar]
Hüm Onlar [Erkekler]
EL E’DÂD - SAYILAR
Vahid Bir
İsnan İki
Selase Üç
Erbea Dört
Hamse Beş
Sitte Altı
Seb’a Yedi
Semaniye Sekiz
Tis’a Dokuz
Aşra On
İşrin Yirmi
Selasin Otuz
Erbain Kırk
Hamsin Elli
Sittin Altmış
Seb’in Yetmiş
Semanin Seksen
Tis’in Doksan
Mie Yüz
Elf Bin
ELVAN - RENKLER

Ebyad Beyaz
Esved Siyah
Ahmer Kırmızı
Ahdar Yeşil
Ezrak Mavi
Asfar Sarı
Bunni Kahverengi
Kuhli Lacivert
Hamri Bordo
Verdi Pembe
MEN - KİM?

Men Kim?
Men hüve O kim?
Men ente Sen kimsin?
Men entüm Siz kimsiniz?
Men hüm Onlar kim?
EYNE - NEREDE?

Eynel mescid Mescid [cami] nerede?
Eyne devretülmiyah Tuvalet nerede?
Eynel mat’am Lokanta nerede?
Eyne menziluküm Eviniz nerede?
Eyne mektebül isti’lamat Müracaat bürosu nerede?
Eyne mahattatul otobus Otobüs durağı nerede?
Eyne entezirukum Sizi nerede bekleyeyim?
Eyne yecibu en entezir Nerede beklemem gerekir?
Eyne ecid seyyare Nerede bir araba bulabilirim?
Eyne akreb masref En yakın banka nerede?
Meta tuğlakud dekakin Dükkanlar ne zaman açılır?
Ma hazihil mebna Bu bina nedir?
META - NE ZAMAN?

Meta Ne zaman?
Meta vasalt Ne zaman geldin?
Meta nüsafir Ne zaman yola çıkıyoruz?
Meta nenam Ne zaman uyuyoruz?
Meta nusalli Ne zaman namaz kılıyoruz?
Ma ma’na haza Bu ne demektir?
EL FUSİL - MEVSİMLER

Errabi’ İlkbahar
Essayf Yaz
Elharif Güz
Eş şita’ Kış
ŞUHİRUS SENETİL HİCRİYYE - AYLAR [HİCRİ YILA GÖRE]

El Muharrem Muharrem
Safer Sefer
Rabi’ul avval Rebiulevvel
Rabi’us sani Rebiussani
Cumadel üla Cumadel ula
Cumadel ahira Cumadel ahira
Receb Receb
Şa’ban Şaban
Ramedan Ramazan
Şevval Şevval
Zulkı’de Zil ka’de
Zulhicce Zil Hicce
ŞUHİRUS SENETİL MİLADİYYE - AYLAR [Miladi yıla göre]

Kanunussani Ocak
Şubat Şubat
Azar Mart
Nisan Nisan
Eyyar Mayıs
Haziran Haziran
Temmuz Temmuz
Ab Ağustos
Eylül Eylül
Teşrinulevvel Ekim
Teşrinussani Kasım
Kanunulevvel Aralık
EYYAMÜL USBÜ’ - HAFTANIN GÜNLERİ

El ehad Pazar
El isneyn Pazartesi
Es sulasa Salı
El erbia Çarşamba
El hamis Perşembe
El cumua Cuma
Es sebt Cumartesi
EVKATÜS SALAT - NAMAZ VAKİTLERİ

Salatül fecr Sabah namazı
Salatüz zuhr Öğle namazı
Salatül asr İkindi namazı
Salatül mağrib Akşam namazı
Salatül işa’ Yatsı namazı
EL EVKAT - VAKİTLER

Subh Sabah
Mesa’ Akşam
Nehar Gündüz
Leyl Gece
Sene Sene
Yevm Gün
Külle yevm Her gün
Kullu usbu Her hafta
El’an Şimdi
El yevm Bugün
Ğaden Yarın
Bukre Yarın
Sabaha ğad Yarın sabah
Ems Dün
Leyle-nehara Gece-Gündüz
Fil usbuil kadim Gelecek hafta
Fiş şehril kadim Gelecek ay
VAKTUT TAAM - YEMEK VAKTİ

Futur Kahvaltı
Gada’ Öğle yemeği
Aşa Akşam yemeği
Hel tenaveltel futur Kahvaltı ettin mi?
Hel tegaddeyt Öğle yemeği yedin mi?
Hey teaşşeytum Akşam yemeği yediniz mi?
FİL METAR - HAVA ALANINDA

Metar Hava alanı
Eynel matar Hava alanı nerede?
Ma mev’idut tairetil kadimeti ila Van Van’a gidecek uçak ne zaman kalkar
Üridü tezkire ila Ankara Ankara’ya bilet almak istiyorum
Zehab Gidiş
İyab Dönüş
Meta tekumut taire Uçak ne zaman kalkıyor?
Eyne mektebul emanat Emanet eşya bürosu nerde?
Saletul intizar Bekleme salonu
Eyne şübbakut tezakir Bilet gişesi nerde?
Haza hüve cevazu seferi İşte pasaportum
Urid tahvil Euro Euro bozdurmak istiyorum
FİL FUNDUK - OTELDE

Gurfe Oda
Ürid gurfe Bir oda istiyorum
Ürid gurfe lişahseyn İki kişilik oda istiyorum
Hel yuced tekyif heva Air kondişin var mı?
Hel yuced ma’ sahin Sıcak su var mı?
Ma’ cari Kullanma suyu
Tuvalit has Özel tuvalet
Senebkal leyle fekat Yalnız bu gece kalacağız
Seebka usbuan Bir hafta kalacağım
Seebka şehran Bir ay kalacağım
Seebka huna-yevmen vahiden Burada bir gün kalacağım
Senebka bid’at eyyam Birkaç gün kalacağız
Urid ğurfe bi hammam Banyolu bir oda istiyorum
İnnel ğurfe baride cidden Oda çok soğuk
İnnel ğurfe sahine cidden Oda çok sıcak
İnnel ğurfe sagira Oda küçük
İnnel ğurfe muzlime Oda karanlık
Gayyiril muale min fadlik Lütfen çarşafı değiştir
Eynel miftah Anahtar nerede?
Kem edfe’ Ne kadar ödeyeceğim?
A’tinil miftah Bana anahtarı ver
Rakamü ğurfeti erbaa Odamın numarası dört
Ugadiru ğaden Yarın ayrılıyorum
CÜMELUL ES’İLETİL LAZİME - LÜZUMLU SORU CÜMLELERİ

Eyne ecid seyyara Nerede bir taksi bulabilirim?
Eyne merkezuş şurta Polis karakolu nerede?
Eyne turid en tezheb Nereye gitmek istiyorsun?
Keyfe asilu ila Mescid Mescide nasıl gidebilirim?
Ma hüvet tarik ila mescid Mescid yolu hangisi?
İle eyne yu’eddi hazat tarik Bu yol nereye gider?
Ma hiyel mesafe ilel mescid Mescide uzaklık ne kadar?
Afvan, hel tarif mescid Affedersin, mescidi biliyor musun?
Eyne vasatul medine Şehrin merkezi nerededir?
Eyne mektebul cevazat Pasaport dairesi nerededir?
Eyne akrab mescid En yakın cami nerede?
Eyne yuced saydeliyye Eczane nerede var?
Eyne mescid Cami nerede?
Eynel mektebe Kütüphane nerede?
Eyne mektebus siyaha Turizm binası nerede?
Ma semenul cevle Turun ücreti nedir?
Min eyne tekumul utubus Otobüs nereden kalkacak?
Kemissaa Saat kaç?
Es sa’a kem Saat kaç?
Hel indek kurut Kartpostal var mı?
Ma hazel bina Bu ne binası?
Hel hüve baid Uzak mı?
Hel hüve karib Yakın mı?
Helil mescid karib Mescid yakın mı?
Helil mescid baid Mescid uzak mı?

EL KELİMATÜL LAZİME - LÜZUMLU KELİMELER

Mektebul isti’lamat Danışma bürosu
Mahbez Fırın, ekmek satılan yer
Hammam Hamam
Elkonsoliyye Konsolosluk
Essifare Elçilik
Essifaretut Turkiyye Türk elçiliği
Mat’am Lokanta
Makbere Mezarlık
Beyt Ev
Müsteşfa Hastane
Makha Kahvehane
Suk Çarşı
Medrese Okul
Medhal Giriş
Mahrac Çıkış
Ed duhul meccani Giriş serbest
Lissade Erkeklere ait
Lisseyyidat Kadınlara ait
EL BERİD - POSTAHANE

Mektebul berid Postahane
Eyne mektebul berid Postahane nerede?
Eyne sunduk berid Posta kutusu nerede var?
Berkıyye Telgraf
Hatif Telefon
Tilifun Telefon
Delilul hatif Telefon rehberi
A’tini tavabi’ min fadlik Lütfen pul ver
Tavabi’ berid Posta pulu
Varak Kağıt
Varak hitab Mektup kağıdı
Zarf Zarf
Risale Mektup
Kurut Kartpostal
Tard Paket
Ala tarikil cev Uçakla
Min fadlik Lütfen (Tekil)
Min fadliküm Lütfen (Çoğul)

EL MEVADDUL GİZAİYYE - GIDA MADDELERİ

Hubz Ekmek
Urz Pirinç pilavı
Ma’ Su
Leben Süt
Mahid leben Ayran
Leben zebadi Yoğurt
Tomatım Domates
Cübün Peynir
Şay Çay
Kahve Kahve
Şorba Çorba
Zeytun Zeytin

BA’DUL FEVAKİH - BAZI MEYVALAR

Tin İncir
Kirız Kiraz
Tuffah Elma
Kummesra Armut
İccas Erik
Mişmiş Kayısı
Sefercel Ayva
Muz Muz
Yusufefendi Mandalina
Burtakal Portakal

EL MEVADDUL LAZİME - İHTİYAÇ MADDELERİ

Sikkin Bıçak
Sabun Sabun
Minşefe Havlu
Kamis Gömlek
Sirval Pantolon
Melabis dahiliyye İç çamaşırları
Cevarib Çoraplar
Sevb Elbise
Mi’taf Palto
Mi’taf matar Yağmurluk
Furşetül esnan Diş fırçası
Essivak Misvak
Mişt Tarak
Kalem hibr Dolmakalem
FİL MEKTEB - BÜRODA
Sura şemsiyye Fotoğraf
Sime Vize
Hatem Mühür
İstimare Form
Arida Dilekçe
El umletus sa’be Döviz
Tahvil Para bozma
Semen Fiyat
Mirhad Hela
BA’DUL EVSAF - BAZI SIFATLAR
Kadim Eski
Cedid Yeni
Sehl Kolay
Sa’b Zor
Sakil Ağır
Hafif Hafif
Meftuh Açık
Muğlak Kapalı
Kebir Büyük
Sagir Küçük
Seri’ Hızlı
Batı’ Yavaş
Sahin Sıcak
Fariğ Boş
Mel’an Dolu
Hasen İyi
Ahsen Daha iyi

HAC AYLARI
angileridir ve hac, bu aylarda olmuyor da, niye 5 güne sıkıştırılıyor?
CEVAP
Hac vakti ile hac ayları farklıdır. Hac ibadeti hac vaktinde yapılır. Hac vakti, Arefe ve Kurban bayram günleridir. Hac ayları ise, Şevval ve Zilkade ayları ile Zilhiccenin ilk on günüdür. Tavaf, vakfe gibi ibadetler, Şevval ve zilkadede aylarında değil, sadece, Arefe ve kurban bayramı günleri yapılır. Hac ayları, hac ile ilgili diğer fiillerin yapılması gereken aylardır.

Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Hac için, hac aylarında ihrama girmek sünnettir.) [Buhari]

Fıkıh kitaplarında da deniyor ki:

Hac fiilleri, hac aylarının dışında yapılmaz. Hac için, bu aylardan önce ihrama girmek tahrimen mekruhtur. (Dürr-ül-muhtar)

İhramı, hac aylarından önce giymek de caiz ise de, mekruhtur. (S. Ebediyye)

Haccın vaciblerinden birisi de, hac ayları içinde olmak şartı ile, Safa ile Merve tepeleri arasında, say etmek, yani, yedi kere usulü ile yürümektir. (S. Ebediyye)
UÇAN Blogları

Dikkat!
Görüntü ve Bilgiler Alıntıdır Telif Hakkı İle Korunuyor Olabilirler.

Hiç yorum yok: